MADIMAK YANGINI
yangın
o kadar acımasız o kadar korkunç o kadar kızıl o kadar kara o kadar sapsarıydı ki gökyüzünün bir kısmını da yakıp kül etti gökyüzünün o kısmı kapkara kaldı gece gibi gündüzün ..gündüz aydınlıgında yıllarca kimse yaklaşamadı oraya korkudan kuşlar bile uçamadı oralarda oysa küçük herhangi bir yangın gibiydi o yangın ve bu sefer de öyleydi her zamanki gibi oysa sinsi ve gururlıuydu da içten içe yakmak istiyordu önüne geleni herşeyi herhangi bir yangından farklı görünmüyordu ne ondan daha iyi ne de ondan daha kötüydü oysa bu sefer tam yerinde ve tam zamanında başlatılmıştı yükseldi taa yukarılara büyüdü büyüdü yaktı cigerlerimizi binlerce kerpeten agzı canavar dişi gibi zehirli böcekler akrepler yılanlardan yapılmış gibi tırmalayan zehirleyen sokan birbirini gökyüzü bile kutulamadı bu sefer ne yazık ki o da aldı nasibini yangın sonunda gökyüzünü de kapladı dumanlar bogdu evreni kurtulamadı gökyüzü yangından kurtulmaya çalışan beyaz ürkek bir tavşan gibi can havliyle koşuştu oradan oraya yangından bunu ummazdı ama kurtulamadı yandı bitti kül oldu yokoldu ve masmavi gökyüzü kapkara kaldı yıllarca gündüz bile yine de hiç unutulmadı bu küçük gökyüzü yangınının bu küçük öyksünü tekrar anımsatmak tekrar anlatmak istedim sizlere her nedense işte neden sabahları geç ortaya çıkmaya başladı bu masmavi gökyüzü bu mavi kubbe anladınız mı şimdi hala emin degil tekrar yakılıp yıkılmayacagından onun için ürkerek geç çıkıyor ortaya sabahları oysa bu anllatıgım öykü benim degil ben yazmadım bu öyküyü o küçük umarsamadıgınız yangın yazdı bu SİVAS MADIMAK YANGINI nı o küçük alaycı yangın gülerek tekrar tekrar gelmek istiyor doymamısçasına kapımıza evimize yurdumuza dünyamıza evrene agzının kenarında masmavi gökyüzü artıgı bir şeyler anlatıyor bizlere |