ÖLÜMLÜ BİR İMGEYDİM DÜŞ PAZARINDA...
En kutsalı ayırdım bir köşeye
Ve serpilen bedenini sefaletin, Hanidir cenin masumluğunda kalıbından taşan Düş artığı imgeleri… Çaldım çırptım sağdan, soldan Devindi name yüklü bedenler Ve sola yığdım aşk’ı, Batılı inanmaz gözlerle seyrettiğin en aykırı Ve ölgün rahmeti kopup gelen dünden, Asılı kaldığım bir rivayete göre; Ölümlü bir imgeydim düş pazarında. Patavatsız notalar isyan yüklü Bir tezahüratı vazife bildi ve yakaladı Yeniden sol yanımdan. Soldum peşi sıra solak hitabeti En sırdaş sağdıcı iken aşkın o nüansından Sızan ve bilip bilmeden gömdüğüm Ölü düşleri Gece ertesi. Atlas yorganımı kaybettim ölüm öncesi Ve savurdum o boş nidaları Alabildiğine pervasız, Çıtkırıldım bir imgeye rast geldim gün ortası: Solungaçları olmayan bir balığın hezeyanı Kadar kara idi hayat, Muktedir olan sadece yüce Yaratıcı Ve çatık kaşlı isyanı,müritleri şeytanın O bozkırlarda sere serpe uzanmışken Kollarına yığdırdığım ne çok hatıratı, Yaşını bilmediğim en heybetli çınarı Baba bildim. Nifak sokan hayatla arama O büyülü serpintisi gözyaşımın Ve en yaslı haykırışım Başım sıkışmışken, Yoldan çıkmışlığın kayıp rotası kadar Buyurgan olsa da kader İstifledim usulca en sessiz gölgeyi, Kaybettiğim neşemi çalmışken hele ki; İndinde esen rüzgârı hak bellemişken. Yeryüzünün en bakir nidası: Her birinde esrikli aklımın imleri, Gönülsüz sevi dilimin adı olmayan Çalıntı sevinçlerinden arda kalan, Biteviye kanıksamışken Dinmek bilmeyen rahmeti. |