sonbahar
Sonbaharın yalnızlığı çökmüş üstüme
Gölgesi olmayan bir ağaç dibinde... Sararmış yapraklarda manzara Yagmurda ahmakislatanlik bitmez Yaz’in sonbahara devir teslim töreninde Sonbaharı sevmez pek kimse Benim dışımda Seven varsa da istisnadir kaidesini bozmayan Mutlaka bir çıkarları vardır bu sonbaharı seven istisnalarin Ya yaprak dökmüş bir ağacın altında fotoğraf çektirirler Ya da mandalinayi severler bu istisnalar Ben ise sebepsiz seviyorum sonbaharı Eylül de yeni doğmuş bir bebek Ekim de Salıncakta sallanan bir çocuk Kasımda kesinlesmemis bir yalnızlığım... Sonbaharı severim ben Öylece,nedensiz... Göç eden kuşlarda heyecan Bende yurege ekilen tohumlar bitmez O da vardır sonbahar kadar sevdiğim Filizlenen buğday tanesi kadar saf Sokakarasinda koşan üstü başı kirli bir çocuk kadar temiz Bir de o vardır ilkbahar tadında sevdiğim Kurumuş dalların canlandigi Toprağın güneşe susadigi Çocukların sokağa çıkmak için can attığı Bir de o vardır ilkbahar tadında sevdiğim Güneşin oksadigi başak tanelerinin rüzgârla savrulmasi kadar Ve her nisan yagmurunda sevinen çiftçi kadar seviyorum Baharı bekleyen işçi Evinin damı akan yaşlı bir kadın kadar umud ediyorum baharı Anlayacağın sonbaharda savruluyorum köşe bucak Ve ilkbaharda canlanıyorum yeserme umuduyla |