Hal-i Ahval
Herkes bir yol tutturmuş, başın almış sürüyor,
Dostluklar dibe vurmuş, kalpler yaralı canda Güven bir bir yok olmuş, hali ahval çürüyor, Mertlik yerlere düşmüş, diller ağdalı tende. Sahtekarlık rüzgarı, tufan olmuş esiyor, İyi niyet, güler yüz, sinesinde susuyor, Yürekler katılaşmış, tuzaklara pusuyor, Sesler kısılır olmuş, sözler parayla günde. İhanet yağmurları, sicim gibi akıyor, Ekmek zalim elinde, zehir olmuş yakıyor, Şafak bile kararmış, gün buluttan bakıyor, Güç iş artık umutlar, gerçek milyonda binde. Yeşil, sarı, pembe, mor, siyahlara siniyor, Çocuksu düşünceler, canavara dönüyor, Her gün bir başka azap, yüreklerde yanıyor, Mutluluklar yok olmuş, niyet hancıyla handa. , Sazlar bir bir susuyor, nağmeler yok oluyor, Buğulu bakan gözler, yüreklerde soluyor Ağladıkça sineler, düşmanlar hep gülüyor Herkes halin saklıyor, kırılan kollar yende. Küle dönen közleri, yakmaz isek sönüyor, Bir nefeslik molada, yürekte can kanıyor, İt ürür kervan yürür, devran böyle dönüyor, Her şey birden sır olmuş, hesap bilmem ne yanda. Öyle çok ki anlatsam, dillerim buruluyor, Umut tezgahlarına, çareler seriliyor, Sözüm meclis dışarı, ah sabır kırılıyor, Dilim lal, gözüm körse, neye yarar can bende. Yüksel Beyocaktan |