E Ğ İ L D İ K ..._______ 68. Yaş gününün düşündürdükleri... Hatırına gelir mi hiç birader? Biz küçükken az girişken değildik! On yaşında kursa gittik beraber; Sanıyorum ağaç yaşken eğildik... “Et hocaya, kemik bize” (*) aktimiz... Her senede dört ay geçti vaktimiz! Meteliksiz gezdik, yoktu naktimiz; Başımız hep, cepler boşken eğildik... Bir fidanken, hafızlığa başladık... Paradaki Atatürk’ü taşladık! Dört haftada, falakayı beşledik! Sırtlarımız sanki taşken eğildik... Yerleşmişti artık kente obamız... Gürül, gürül yanıyordu sobamız! Çok genç yaşta göçtü gitti babamız; Gözlerimiz dolu yaşken eğildik... Ne hayaller kuruyorduk atiye... Nasıl benziyorduk harabat/iye! Düşünceler hepten mahsus zatiye; Hayatımız henüz düşken eğildik... Çok çalıştık, gece gündüz yürüdük! Ömrümüzü zor yollarda sürüdük! Zamanından belki erken çürüdük; Tabanımız dolu şişken eğildik... Zaman geçti, işler girdi rayına... İki bin de bastık esas mayına! Hazan erdi, girdik eylül ayına; Annem göçtü, kalp ateşken eğildik... Işığımız söndü, ay uzaklaştı! Yol kısaldı artık, sona yaklaştı… Yüz kırıştı tümden, saçlar aklaştı; Yaz, güz derken, mevsim kışken eğildik! Antalya-2016/02 TDK: (*) : Eti senin, kemiği benim: talebe hocaya verilirken ……velilerin söylediği deyim… Halil Şakir Taşçıoğlu |