Bir çay koy dadaş
Rengi kan kızıl , demi zifir
Bir şeker kıtlamalık
Yanında tandır lavaş, biraz göğermiş peynir
Ve karbeyaz yüzü dedemin
Lalapaşa da cenaze öncesi kalabalık
Ayaz hikayeleri ,türbeler ,
Taş mağazalarda beyazla vuslatta zemin
Ne kusurları örten kalın perdeler
Çekilir usul usul ,ezan öncesi
Elmacık kemikleri soğuktan kızıllaşmış oğullar
Yürütür ağaçtan kızakları tadılmamış sevdaların yönüne
Kızaklar önce kardan tepeleri sonra rüyaları deler
Kınası kadar çileli
Çilesi kadar ayaz yemiş hayalleriyle gelinlik kızlar
başak başak ümit dermekte sararmış topraklardan
Kış sonrası tulu ederken nevbahar
Yürek sevda derdiyle sızlar
Hazanlar sökülür yeşeren yapraklardan

Bir çay daha koy dadaş
Anlat nine hatunu , öyle filim gibi değil hey
aslı gibi anlat,
elindeki satır soğuk
elindeki satır kan
Yaşmağından damenine damlayan
Kucak kucak iffet,
Süveyda değmemiş safvet...
miras bıraktığı servet..
Ninenin gözlerinde sükuna uğrar zaman

Dadaş bu son çayımı şekersiz içiyorum
Türkülerin içinden bir türkü seçiyorum
"Kırmızı gül demet demet"
Dikenlerde sükut etmiş merhamet
Bir türbe yokuşunda yorulan öykülerim
Ey Erzurum ,bu alevden günlerde
Aklıma düşende müzmin ızdıraplı Yar
Seni bir kez daha hasret defterimden silerim...