Dünyanın En Güzel İzmiri...
İSİM, ŞEHİR VE SEN…
“Dünyanın en güzel İzmir’i vardı yanımda, Kısa metraj Konak Pier Sineması tadında…” Kalbin ritmi bozulmuşsa, Sarhoş gibiyse dilindeki sözlük, Ergen halli bir karın ağrısı saplanmışsa alnının tam ortasına, Durup durup sen geçiyorsan içimin raylarından, Ellerim ellerine susuyorsa zamanlı mekansız, Aşk diye bir şey geveliyorsa nefesinin ortasında, Şehrin her yerini sen sanıyorsa gözlerimdeki aptal adam, O zaman, Dünyanın en güzeliydi İzmir ve benimdi bütün gün… Binlerce yıldır bu şehir bu kadar güzel değildi anladım, Seni sakladığımdı en sevdiğim zulası, Seni sakladığımdı ruhumun gizli yarası, Dokununca anladım, Vapurlar hevesle gitmiyormuş karşıdaki yakaya, Kimseler isteyerek yem atmıyormuş meydandaki kuşlara, Çiçekçi çirkin kadınlar yalanlar söylüyormuş aşıklara Kırmızı güller kıvamında, Sadece hüzün akıyormuş Saat Kulesi’nin yelkovanından, Ölüm haberleri iletmekmiş bütün derdi iğrenç çığlıklı martılara, Dokununca anladım, Ömrümün en güzel İzmir’i vardı yanımda, Sevdiğim bütün sözlerin imlasında… Bu şehirde, Her aklıma geldiğinde, Çığırtkan bozacıların anlamadığım nağmesinde, Ve her yerine hasret bulaşan kadehlerin ince belinde, Uzanıp, El ele susuştuğumuzda, ben hep gözlerine tutuşurum, Yanan teninde yanar seni sevmelerim, Büyür dilsizliğimin her satırında sessizliğim, Gider yokluğuna gömülürüm, yazık ki herkesle kardeştir bu kimsesizliğim, Sıfırdan başlasın isterim, Sevmek diye adına verdiğim isimsizliğim… Dokununca anladım, Sendin, Benimdin, Kaybolan yanımdın, Sonradan meşhur ölü bir ressamın Aklıma çizdiği resimdin. Anladım Bendin, Bizdin, İkimizindin, Dünyanın en güzel İzmir’iydin, Sokaklar dolusu yürüyüp Bin yıllardır sevdiğim, Nefes kadar yalan, Bir mucize kadar gerçektin… Bakışlarına kendimi bıraktığım yerde Üstü kalsın senden gelen sıcaklığın, Yanarsa yansın şehrin bütün denizleri, Ellerime bulaşsın, Çaresizliği cankurtaranların, Sirenler susmasın fahişe çığlığı sevimsizliğinde, Vapurlar karaya vursun intihar süsü verip hayatlarına, Ölenle ölünmez masalları okunsun radyolarda, Ama, Bırak Senden gelen hülyalar Unuttursun karabasan gecelerin kasvetini, İmbat serinliğinde Sabahlara taşısın seni en sevdiğimi… Dokununca anladım sendin, Ve bu şehri de alıp içimden Yine ömrümün saklısına gidecektin, Gelişini daha anlatamazken “sevdim” dediğim yanıma, Gitme, O kahrolası dünyanın uzak ucuna, Dünyanın en güzel İzmir’i vardı yanımda Ve bu hasret hep kalacak ruhu hicranımda… Çocuk gözlerin kadar büyük dizeler yazmak isterdim sana, Sustum, Binlerce yıl uzaktan gelen, Kaderimin en güzel İzmir’i vardı yanımda, Yoksun, Ölüyorum anlasana… |