G'öz Makamımdengesinden düştüm meylimin her yer karanlıktı bir kaplumbağa yürüyüşünün ahesteliğinde ve koşuyordu peşimden tavşan gibi bir zaman izledim duvarın soluk benzini dökülmüşlüğünü sıvalarının bulmuşluğumu kendimi bir duvarda ve bölünmüşlüğümü ve kaybolmuşluğumu... utandı kadından içindeki çocuk d’ar geldi zamanlar z’amansızlığın inlemelerinde yine mevsim hazan kışın göbeğinde yine yaprak döküyor can sarımtrak bembeyaz karlar üzerine sen öptükçe beni ç’öl dudaklarımdan devrim yaptı bir kadın içimin okyanuslarında sonra yine aynı öpüşmelerde kurşuna dizildi sol yanım okyanussuzdu artık g’öz makamım üzerime devrilen putların altındaki ezilmişliğimde şimdi tıka basa boşluk dolu bavulum hangi boşluğu çıkarsam omzumda asılı kalıyor vebal gibi yok! bu duvarlar bu beyazlar bu gömlekler benim değil yok! delirmedim ben! bu sadece bir şizofreni! öyle diyor aynalar öyle diyor doktorlar öyle diyor literatür yok değilmişim ben deli! benimkisi salt şizofreni! 01:20/5 Şubat |
bu duvarlar
bu beyazlar
bu gömlekler benim değil
yok!
delirmedim ben!
bu sadece bir şizofreni!
öyle diyor aynalar
öyle diyor doktorlar
öyle diyor literatür
yok değilmişim ben deli!
benimkisi salt şizofreni.
HARİKASINIZ TEŞEKÜR EDERİM SAYGILAR