Ruh İkizim
İki ayrı tende
gece olunca masal gibi yaşanıyor aşklar deseler de hayat yarına bırakılmayacak kadar değerli yarın yaşanılmayacak kadar kısa iken nelere ihanet etmiş nelerden vazgeçmişiz meğerse. İlk defa söz verdim saatler seni gösterdiğinde bu gece seninle arama kimseyi sokmayacağım giderken doldurduğun kandilleri yaktığımda fırtınaya tutulmuş yağmur yağsa gök gürleyip şimşekler çaksa da ilk önce tozlanmış anıları bağlarım dilek ağacına çiçeklerle akşam suyu verir o çok sevdiğin ateş böcekleri sarmaya başladığında tozlanmış çatı arasında bekleyen sana hevesi kalmış ne varsa misafir edeceğim son defa belki! belki yarın akşam buralarda olamam alnından öpüp helalleşeceğim taş plakta çalan hicaz makamına yaşlanmış dizlerimin ağrısına kirpiklerimin kanadığına aldırış etmeden bu gece ilk defa seninle arama kimseyi sokmayacağım kasabada ki evlerin ışıkları sönmeye başladığında afişsiz biletsiz seyircisiz tek gösterimlik iki kişilik ’ Aşk Masalı adlı oyununu yaşlanmış masamdan seyredeceğim; seyretmesine de ’ bu sessizlikte neyin nesi son gecem son saatlerim diye mi kokuyor toprak yoksa bahar mı geldi ne? hep bu mevsimde kanıyor kirpiklerim dilimin tutuklusu ruh ikizim ...... memleket sevdam gibisin yaralı yarı özgür şuh sevdalı adının ne başına ne de sonuna ’ nokta ’ bile koymaya kıyamazken sense adını dahi bilmediğin boyası eskimiş yolcusuz bir geminin güvertesinden seyrederken tepede ki evi arkanda bıraktığın ben miyim diye soracaksın kendi kendine .. oysa ki! ’’ Bazınızı, bazınızla imtihan edeceğiz...’’ demiş Yaratan beni de seninle imtihan ediyor! hala öğrenemedin mi..? |