Bütün işi gücü bırakıp sahiline oturuyorum yüreğimin Babamdan kalan anıların geçip üzerinden bir kaç fotoğraf karesini yırtıp atıyorum zihnimden. Ve ruhunu kaybeden sayısız söylemi ateşe atıyorum yeniden.
Usulca kıvrılıyorum kumsalına yüreğimin. Babamdan kalan bir kaç hırpalanmışlığın tutup yakasını silkeliyorum üzerimden Dökülenlerle sarsılıyorum o tenhâda yeniden. öyle ki ne vakit sofraya otursam en çok parmaklarım doyardı!
Yürüyorum arka sokaklarında yüreğimin. Babamdan kalan bir kaç bakışın ezikliği avuçlarımda kırıştırıp basıyorum üzerlerine izler her yerde aynı! hürriyetin sefâsını süremeden çakılıyorum gri taşlar üzerine yeniden.
Korkularıyla yüzleşemeyen çocuk kadar düşük yüzüm. Egzoz dumanı yutmuş kaldırımlar gibi öksürüyorum şimdi. Yıkık bir şehrin kokusundan uzakta güneşin ’merhaba’ dediği vakitten biraz çalıp dolduruyorum ceplerime, karanlığın durağında beklerken ilk gördüğüm baloncuya teslim ediyorum düşlerimi...
Saçlarımın dalgasını bozsun rüzgâr, kaşlarımın karasını dağlasın güneş, alnımın yazısını silip yüzümün çizgilerine konsun kuşlar, gözlerim taşırsın elemleri. İnan ki baba yağmur hiç durmaksızın yağar...
Bir serçenin kanadı kadar kırılgan, bir kar tanesi kadar nâif, bir gözyaşı kadar bahtsız düştüğünde yok olan yoklukta harcanan inci tanesi gibi değersiz öksüzlükten bahsediyorum.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Ey tanrısal imparator, eğer sana engel teşkil ediyorsam, ölüm kararımı verebilirsin, yalnız beni ölümle tehdit etme, çünkü ölümden korktuğum yok". .................Petronius
....................................................... Saygı ve Selamlar...
Doğru söylemiş ninemiz, ki zaten onların iyi bildikleri herşeye muhtacız.
Çok teşekkürler değerli yorumunuza içeriğine gelince bende sevmiyorum ama içimde kaldıkça dondurmadığı hücrem kalmıyor en iyisi dökmek ama satırlara ama gôzyaşıyla boşluğa
Duygu yüklü hissiyatı yüksek ve sadece titizliği bakımı imlâsı için bile yerini hak eder diyorum.
Boş küllük diye bir karalamam vardır ve onunda kızıma seslendiğim şöyle bir finali;
...
baba dediğin beyaz bir silgidir evlat hercai kalem her kalem arada yanlış yazar biri sildikçe biri karalar silgi yanlışları ayıklar kendince kendimden bilirim yavrucak babalar hayatta bir kez yaramazlık eder o da bir ömrü kucaklar!
Bu mısraları yazan,parmakları,şiiri yazdıran yüreği Canı gönülden kutluyorum.Duygularınız,Başarılarınız daim olsun,Yazan kaleminiz ve mürekkebiniz tükenmesin, şiirleriniz hep var olsun,bizimle,bizlerle olsun.Sevgi ve saygılarımla
"Bir baba giderse önce aşk yaralanır kızçocuğunun yüreğinde, sonra yağmurlar ve arüzgarlar alır başını gider uzak diyarlara.
Sonra zamansız değişir mevsim, zamansız devinir gözbebkelri yetimliğin dalga dalga yayılır tüm ömrre; Sonra ne bileyim saklanıverir tüm güzel kokular tüm rüzgarlara
Bir baba giderse şehri terke eder muavinlerin bağrışmaları, fark edilmez olur egsoz dumanları, daha bir korkulur karanlıktan, daha bir sığınılır kalabalığa daha bir bürünülürken delice yalnızlığa..
Bir baba giderse uzar postahane önü bekleyişler, uzar banka kuyrukları, kabarır faturalar.. Bulutlar da gider mutlaka, yıldızlar; zühre pervin, ülker güzeli mesela..
İnsanîn sığınıp barınacağı bir liman kalmayınca, geceyi de alarak yanına öylesi kırılgan sözler dūşer ki kalemin ucundan Yūz kırışıklarına en fiyakalı acılardan direnişler yamanır...
★ Gūne yakışan şiirinizi ve değerli şahsınıza tebrik ve saygılarîmla...
Bir insan babasına böyle sitem dolu şiir yazıyorsa mutlaka vardır büyük bi yaşanmışlık dilerim bir nebze de olsa hayatımızdaki sorunlar zamanla düzelir.
Usulca kıvrılıyorum kumsalına yüreğimin. Babamdan kalan bir kaç hırpalanmışlığın tutup yakasını silkeliyorum üzerimden Dökülenlerle sarsılıyorum o tenhâda yeniden. öyle ki ne vakit sofraya otursam en çok parmaklarım doyardı!
TEK KELİME..İLE TADINDA
EMEĞİNE SAGLIK CAN ÖPÜYORUM ŞİİR YÜREĞİNDEN SEVGİM VE DUA İLE TEBRIKLER
ne gam ne keder .. sahibini arayıp bulan toplu iğne gibi battı samanlıkta sözcükler.. kaldı ki; biyolojik de severiz bir acıyı ve çoğu zaman sakallarını okşarız babanın bilinmeyen biçimlerde parmakların doyması başka türlü olamazdı ölse bile olamazdı babasız bir kız çocuğu anasız büyüyen imgelere gelsin günün şiiri. tebriğimle..
Bir serçenin kanadı kadar kırılgan yüreğini, yaslama yüreğinin kıyısız deniz kenarlarına.. Çünkü baba bildiğin bir yürek var hep en içlerimizde.. Ona sarıl.
Bir serçenin kanadı kadar kırılgan, bir kar tanesi kadar nâif, bir gözyaşı kadar bahtsız düştüğünde yok olan yoklukta harcanan inci tanesi gibi değersiz öksüzlükten bahsediyorum.
Sahi baba bildiğim! hissetmez mi gözlerin... etkili finaldi tebrikler