Ömrünün Horoz şekeri..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Resimden yola çıkılarak yazılmıştır..
Tahtadan yapılmış sessiz evden
Yürek sesi duyulurdu akşam saatleri.. Canlanırdı metruk görüntülü ev... Yedikule zindanlarında day day dediği dayısından aldıkları haber kadar değerliydi.. Ömrünün horoz şekeri... Akşam sularında..Siyah kolluğunu sıyırıp.. Ocağına ekmek götüren Kütüphaneci babasını Camda Gördüğü an yeknesak hayatlarında Mutlu olurdu gözü.. Kapı vurulmadan daha hızlı çarpardı Tahta evin yüreği.. Babanın canına değen sıcak tas çorbasını yapan Refikası Horoz şekerini kapan Ömrünün Işıldayan gözleriyle biterdi yorgunluğu... Akşamın maviye gömülmüş esneyen sokakları Uykuya dalmak için geceyi beklerken Siyah örtüsünü örten akşamlarda Patiskadan perdeleri çekilirdi evlerin İdare lambaları baygın aydınlatırken odalarını Kara kuru yakıtların kırmızı harlı ateşi.. Pür aydınlatıyordu sobanın haznesini... Sokağa yansıyan şinanayın kör ışığından az da olsa nasibini alıyordu Karanlığa gömülmüş ışıksız sokakları.. |
İdare lambalarını şimdiki gençler bilemez. Belki bu şiiri okurlar da, sözlüğe bakıp, anlamını bulurlar.
Her insan bir romandır.
Demek ki okuyacak daha çok romanlarımız var.
Tabii, sizin de yazacak çokkkkk şiirleriniz.
Kutlarım.