Suya yazılan bir avuç tütsünün döküntüleri
türküler göç eder dili lal sevdalardan
kaldırım taşlarına adını yazdıran ellerim kanardı yokluğunu iki tek dindirir mi sek içilirdi ayrılığın suya atılan bir avuç tütün döküntülerine sarardım ruhumu tövbeliyim içimi yakan son izmarit gibi parmaklarımı yaka yaka içime çekerim o son hatıralarını bana uğradığını biliyorum sen inkar etsende suya yazılan bir avuç tütsünün döküntüleri dili lal bir sevdanın avucunda hala annemin tülbentine sardığım dualar baş ucumda elif elif adını sayıklar güz dökümlü hatıralar tutam tutam dökülür saçını öptüğüm papatyalar fallarımda burası güneşin kızlarının yurdu burada kızlar ölümün dostu içime çeksem beni dışıma üflesem kadim sevdaları tutuşturan bir sevdayım |
uyanmazsan koca bir hayat gider kendi boşluğunda kaybolursun
huzur sevdiklerini farket sevildiğini hisset rabbine şükret hepsi bu
huzur yoksa eyvah gözü kör olan değil yüreği kör olan oluyorsun