Kış güneşi yanığına benzer sensizliğin yakarken donar yüreğinne uzadı ne kısaldı düşlerim tozlanmış şiir yapraklarında kalan izdüşümü gibi göç eden kızıl turnalar ağlamakta ömrüm ömrüm fukara düşlerde açan sırça cam kırılganlığında gönlüm sararan çeyizler sandık lekesi düşler eskiyen fallarda telvem uzaklarda kalan hayata dair izler gibi sır çocuk kalan diğer yanım sızlanmakta şımarık bir kız çocuğu henüz büyümemiş çocuk yürekli adamlar adam yürekli kadınlar ısız bir kentin arka sokaklarında kalan hatıralar gizler mesela bizi anlatır ya denizin köpüğü suya yazılan düşlerimizi avutup zengin kalkışı oldu bu gece düşen hayat yaprağından geceye bin bir düğüm attım kış güneşi yanığına benzer sensizliğin yakarken donar yüreğin ya işte öyledir bu bizim hikâyemiz içi seni dışı bizi yakar |