Gölgemle sohbetler.
Tek kişinin oynadığı bir piyes benim ki.
Aslında iki kişiyiz es geçemem, Biri benim biri gölgemin ki. Heykelimizi yontuyoruz vurma diyemem. Yalnızlığımı paylaşmıyorum, İstesem de yapamam serenat. Sobada yanıyor sessizce. Kulağımda bıraktığın çığlıkların, Sanmıyorum ki ölüm kapımı uykuda çalsın. Ben gözlerim açıkken zaten ölüyorum. Yaşadığım her şeyi gözlerimle gördüm. Uyurken aklımdan geçenleri sorma,pay ettim hepsini böldüm. Ki ben bütün uykularımı uyanıkken gördüm, Gördüğüm şeylerde öldüm. Adını sen koy diye böldüm, Yakışık almadı sana,uykumu bölmek. Yalnızlık bir kaşıktı boğdu beni, Arsız gölgem işte oturdu sadece izledi. Elleri de çenesinde. Yüzü gülümsüyor,mutlu gibi. Kendime tam istediğin yerdesin diyemedim. Her huzur dokunduğun da yanaklarıma. Ensemde ki ağırlığı hissettim. Bu ne hal bu ne tavır böyle ? Eline verirken o ıslak simiti, Martı kesmişti çok uzaklardan bizi. Nereden anladı kerata rızkı olduğunu. Bizimki kolunu kaldırmadan,simitte bitti martının nefesi. İşte o zaman anladım yalnızlığın ne olduğunu. Sonbahardı bir de üşüdük soğuktan, Neymiş efendim umursamıyormuşum. Anladım sonra,sevenin sınavı oluyormuş aşktan. Yalancı olmaktan iyidir yalnızlık, Öyle avuturum kendimi, Hani o Allah’a mahsusluk, Diyemedim getiririm ağzıma kibriti. Bak bu gökyüzü her gün böyle değil, Öpme vaktin gelmiş senin. Yanağımdaki çukurlardan. Seversin sen yüz kusurlarını, Yalın ayağım,asfalt ıslak, Attığım her adıma gülüyor kediler,kuşlar. Namesi hoşuna gitmiş olmalı, Üstümde tüm bakışlar. Aldırış etmedim bile ne umursayacağım, Bir daha nerede görürüm çocukluğumu. Hazır yakalamışken,doya doya sarılayım. Masumluğu hala dudaklarında,özlemişim kokusunu. Havaların soğuduğu vakit yalnız kaldık işte bizde. Kar yağmazdı bizim memlekete. Kuru soğuğunu çektiğimiz yetmiyor, Yalnızlık kovalıyor bir de. Babam iyi döverdi beni, İlk o zaman tanıştım göz yaşlarımla, Merhabası hala kulağımda. Eksik olmasın hep yanımda. Yalnızlık öz dür özümüzdür özümüzündür. Amma kısadır vadesi. Öyle oyuncak gibi kurcalarken, Dökülür ellerinden her bir tanesi. Dizilmişler karşımda, Elim,kolum,ayağım, Dilim,ruhum ve özüm. İçlerinden çıkınca kalmadı söyleyecek sözüm. Uzanmışlar yatağa kayar başlarından yastık. İzlerken onları karanlık, Tüm sırları açığa çıkmış.. Eyvah! yandık. Görünce bardağın dolu tarafını. Dalga dalga sallanıyoruz, Kim ürküttü bu canavarları ? Hava çok soğuk ama biz yanıyoruz. Gölgeme ağır rest çekilmiş,kırıldık kanıyoruz. Korkusu var birde içimi kaplayan. Kendi kendime yapıyorum ne yaparsam. Kurtulmak için gölgemi mi yaksam. İçinde erimek için nelerimi vermezdim. Korku aşkın peçesi olmuş, Kaldırsam tüm şehveti açığa çıkıyor. Lakin bu kadar cesur değil kalbim. Şehveti kervanına düşecek kadar. Uyanmalıyım artık,kalkmalıyım şu kör kuyudan. Yıldızlar üstüne örtüyü çekmiş,gün doğmak üzeredir. Ellerini göğsüne kilitleyen kızlar, Uyanmalıyım artık,uyanmak üzeredir. Sende uyan artık yarim çok sürmedi mi bu uyku, Çal kapımı,kuşları var üstünde hem de guguklu. Affet beni,sensiz içtiğim her yudum damladan. Affet beni,bu umursamaz tavırlarımdan. Çek de kurtar. Zamanı şerde dikkatli ol aman ! Vakit kötüdür yaklaşır ahir zaman. Bela çekici gelir alemi cihana. Göğsünü kapat, bana gelmeye adım attığın an. İndirdiğin yelkenler rotasını kaybetmesin. Geleceksen kapıma pusulan kalbindir Rehberini zaten bilirsin. Erken gel beni evde bulamayabilirsin. |
Konuşur gibi, dertleşir gibi, bir olanı anlatırcasına okudum şiirinizi.
Süper.