HEP OTUZ BEŞ YAŞINDAYIM
795
HEP OTUZ BEŞ YAŞINDAYIM 3 Remzi Aytürk, Uğur Mumcu, Gaffar Okkan ve Babama… HEP OTUZ BEŞ YAŞINDAYIM Tam Otuz beş yaşında Doğdum Girdim adam gibi Dosdoğru Hayatın koynuna Kimin Kestiği bile meçhul Göbeğimi Belki kiracılar Belki Komşular Belki de/ anamın ta kendisi Öyle Ya da böyle/ ama Ebe eli değmedi Her halükarda göbeğime Ve de Bana Tam Otuz beş yaşında Bebek oldum Bilmem Var mıydı ki bir emziğim Ya da bir biberonum Altı kardeşim daha vardı/ ama Ve de dağ gibi bir babam Büyük kardeşlerimin Giydiklerini Giydim boyuna Söktü dikti /yeniden yaptı anam Uydurdu büyüklerimin eskilerini bana Yamalar içinde olsa da çoğu Temiz Ve pırıl pırıldı her şeyim Öpülesi İnat Gâvur yoksulluğa Emeklemedim hiç Yürüdüm Sürünmedim nedense o bebek aklımla Kalktım Ayağa Hayatın oğlu oldum Attım Kendimi/ hayatın koynuna Tam Otuz beş yaşında Çocuk oldum Oynadım Her türlü oyunu İtildim Kakıldım Hiç oyuncağım olmadı ama Çok arkadaşım oldu Kendim yaptım oyuncaklarımı Paylaştım onları arkadaşlarımla Resim yaptım kara kalem Belgin Doruk’lu Yılmaz Güney’li Ve sattım Sinemaya gittim onlardan kazandığım Parayla Ve Kanuni Sultan Süleyman’ın resmini yaptım Bismillah Asıldı okulun duvarına Sakız da sattım sokak aralarında Gazoz da Yer de gösterdim sinemalarda Ayakkabı da boyadım kahve kapılarında Benzin de sattım muhtar çakmaklarına Tam Otuz beş yaşında Genç oldum Kız arkadaşlarım olmadı çok fazla Yakışıklıydım Yakışıklı olmasına ama Neylersin Fukaralığın gözü kör olsun Bir hazine gibi sakladım/ yine de Onları içime Gömdüm Hepsini hatıralarıma Bir sızı kaldı Geride Çok derin bir yara Saklı bir sancı Sarkar içimde/ iyileşmez/ hala Kanar zulamda Takılamadım hiç Çankaya’ya Gaziosmanpaşa’ ya Telsizler’i çok iyi bilirim Sakalar’ı da Duvarlara yazı yazdım/ körü körüne Yitik gençliğimle Ankara sokaklarında Kuşlama da yaptım Pullama da Afiş de astım/ inadına Kaldım Yattım Sokaklarda Tam Otuz beş yaşında Yetişkin oldum Sattı beni gerçekler bir bir/ ardı sıra Bir pula Aldatıldım Yaşıma başıma bakmadan Hep aldatıldım Hep satıldım Aldatmamaya çalıştım hayatı yine de Ve inadına Satmamaya Direndim kirlenmeye Başarabildim mi/ bilemiyorum ama Sarıldım hayale Vurdum Kendimi sandal barınağına Sarıldım sevgiye Sarıldım aşka Sarıldım/ sevda üstüne deli sevdaya Tam otuz beş yaşında durdum Bekliyorum Hala Otuz beş yaşın sakal ve bıyıklarıyla Tam otuz beş yaşında yaşadım hep Cahit Sıtkı’nın dediği gibi Yolun yarısı eder Dante’nin dediği gibi bir de Kim bilir neresindeyim ömrün Daha ne kadar kalırım/ kim bilir/ bu yaşta Bir nüfus cüzdanım var/ tabi ki Doğum tarihim Denk gelir Remzi Aytürk’e Gaffar Okkan’a Ve de Uğur Mumcu’ya Ve bir de Kafkas kartalı Kartal gagalı/ babama Bir ölüm ilamım da olur/ elbet Kafkas kartalı bir babanın oğlu olduktan sonra Hep böyle Otuz beş yaşında Toz olmam/ ölsem yine de/ asla Kül olurum Yanarım Kül olur/ tutuşurum ben/ hep hayata Toz olmam/ asla ayakaltında Kül olur Yanarım Közde Korda Mangalda Kalır Küllerim Yiğit sevdalar aşkına O sevdada Bu sevdada Çoluğuma/ çocuğuma Armağanım kalır/ otuz beş yaşım/ yiğit yürekli aşklara. özay sağlam |
Serbest nazımın en yetkili servisi Özay Sağlam...
yine severek okuduğum güzel ve dopdolu bir serbest şiir okudum.
tebrikler ve saygılar sunuyorum...