bizim şehrimizdeki tüm sokakları tanırdık sıcakta tüm gölgelik yolları bilirdik gölgeli ağaçların altındaki serinliği güneşin nereden doğduğunu, batışının nasıl bir lezzet kattığını akşamlara denizin dalgasını, lodosunu ve de martı seslerini
birkaç sokak sonrası hayatı yakalamak isterken çoğu zaman üstümüze kapanırdı günün yorgunluğu boğazımıza tıkanan lokmaları yutamaz hale gelirdik en çok inanmışlığımızca yanılgıya uğrardık… ne lazımsa nefes almak için tutunmak için hayata...
açılan kapılardı belki de bizi birilerine kavuşturan hep bir yerde kesişiyordur nedenlerimiz kapı aralıklarında kış korkusu yaşayan yoksullar gibiydik hep ürkek yaşardık yarınları köşe kapmaca oynayan çocuklar gibi hep ebelenirdik kapılar kapalı beklerdik sevdiklerimizi yarım kalan sevdaları
kalabalıklar arasında sıkışıp dışarıda kaldığımız bazen hiçbir yere ait olamadığımız anlarda karanlık sokaklarda bir endişe sarardı içimizi bizi kucaklayacak, ısıtacak evler arardık hep bir kapının açılacağını düşleyerek
tokmağını çaldığımız eski kapılar vardı kolu çevirmeden arkasında ne olduğunu göremediğimiz göremediğimiz ne dramlar vardı kim bilir çoğu zaman soğuk ve acımasız...
kapımız çaldı mı mutlaka merak ederdik duyduk mu zilin sesini hep birlikte heyecanla koşardık gelmesini istediğimiz insanlara ardına kadar açardık kapılarımızı kapımız her zaman açıktı herkese kaç kimseyi gülümseyerek karşılamışızdır...
bize ait olmayan, içeriye ait olmadığımız bir yerden içeri girmek zorunda olmak ne zor işti uzun süre çaldığımız ziller, açılmayan kapılar vardı zindanlara açılan kapılar vardı kasvetli ve karanlık içeriye girdiniz mi çıkması çok zordu
içeriye girip sıkıca kapattığımız kapılarımız vardı içeride bize ait yaşanmışlıklar vardı bize ait her ne varsa odamız, koltuğumuz, elbise askımız… sabahleyin aceleyle bıraktığımız çay bardaklarımız sabırla dönüşümüzü bekleyen bulaşıklarımız
akşam içeriye girebilmek için sadece bir mekana ait olmayan kendi içimize açılan kapılar vardı kulağımızın zil sesinde olduğu anlarda hızlıca çarpılan bir kapı sesiyle gidişini duyardık sevdiklerimizin
sadece bildik şehrin rüzgarına doğru ağlardık derin düşüncelere dalmışken ansızın ambulans sesleri ile irkilirdik giden büyüğümüzün ardından hırpalardık kendimizi onsuzluğa alışırdık acılarımıza ,özlemelere ,hasretlere her gün sonrası,bir öncekinin üstüne yığılırdı…
bir yaşam biçimiydi yaşadığımız yerler, evler ,bahçeler yaşadığımız şehir sokaklar caddeler anılarını içimize gömdüğümüz zamanlar eskiyen nefeslerimizin kaybolduğu dün terk etmeye kıyamadığımız hatıralar
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kapımız her zaman açıktı herkese şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kapımız her zaman açıktı herkese şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
her dem bir sevgi saygı hüküm sürer her şeyin bir raconu vardı dost edep ve haya içinde kutlarım gönül selini gittik kaybolduk vallah kal esenlik içinde...
her dem bir sevgi saygı hüküm sürer her şeyin bir raconu vardı dost edep ve haya içinde kutlarım gönül selini gittik kaybolduk vallah kal esenlik içinde...
kalabalıklar arasında sıkışıp dışarıda kaldığımız bazen hiçbir yere ait olamadığımız anlarda karanlık sokaklarda bir endişe sarardı içimizi bizi kucaklayacak, ısıtacak evler arardık hep bir kapının açılacağını düşleyerek.
Tebrikler hocam. Şehirleşmenin getirdiği sorunlar. Köyler hala iyi sayılır. Sanırım şehirdekiler de istiyordur, fakat sahneler değişti galiba. Saygılar.