BU NAHIR
Meclisi sanırsan kendine ağıl,
Seni nasıl adam etsin bu ahır? Aklını başına al kökten dağıl, İstersen ardından gütsün bu nahır. İçini kin ile nefret bürürken, Bakıp besleyeni düşman görürken, Kuzuları yiyen kurtla yürürken, Nasıl ekmeğimi tatsın bu nahır? Güneşin gözlerden uzaklaştığı, Zifiri karanlık tuzaklaştığı, Vahşet ile kanın dolup taştığı, Yerlerde gizlice yatsın bu nahır. Toprağa gark olur nice öbekler, Mezarlarda uyur masum bebekler; Hâlâ sahibine havlar köpekler, Bu şekilde nasıl ötsün bu nahır? Yüzü aydınlatan yürek mi, dil mi? İkisi birlikte, öyle değil mi? Güya sığırlar da yutmuşlar ilmi, Kendini insana katsın bu nahır. Deme ki devletim, yas ile yaşla, Haine sabreyle içini haşla; Bir an önce kalk da silmeye başla, Öylesine vur ki bitsin bu nahır. Ay ile yıldızla al ile süslen, O şanlı bayrağın gücüyle beslen, Aşkıyla yürekten gürle de seslen, Varsın cehenneme batsın bu nahır. |