İrticâ ıı
Koruyamadım kalbimi, hayâtın görkemli salında,
Açamadım bir gonca gül, yaşam ağacının dalında… Gönlüm neye bağlandıysa, gözüm onda kala kaldı, Açtığım bu gedikten İblis, neferlerini üzerime saldı… Hasûdâne, öfkeler diktim gönlümün baş köşesine, Hâkezâ, nefretler ektim fıtratımın pak bahçesine… Êy Zâtını hamd ile azîz olduğum, Yâ HAYYÛM Êy Zâtını hamdden âciz olduğum, Yâ KAYYÛM Bürümüş bakışlarımı dipsiz zulmet bulutları, Kalbimin vahâsını çapullamış amansız ayrık otları… Zât-ı hâlimde kalmamış ne merak ne de gözlem, Zebil mîdeyi doldurmakmış bendeki esas yöntem… Zilletin zindânlarında beslenmekle geçirdim, ömürü, Evhâmın girdablarında çeviremedim elmasa, kömürü… Ahd-u peyman eyledik biz, Yâ El-GAFFÂR Ahde vefâ göstermedik biz, Yâ El-KAHHÂR Elhâk! Sana tövbe edişim dahi gayr-i samîmî, Tâatim isyan gibi, ihsânım bile kokar behîmî… İlim-irfan ehlinin esâmesi uğramaz oldu civârıma, Bilemedim ne erbâb ne ecdâd, nâ-şinasım öz diyârıma... Yığdım korkuları, mıknatısın metal tozları toplaması gibi, Kalbimin geldiği hâle baktım, sanki şehir çöplüğünün dibi… Hayr eyle encâmı Ey MÂLiK-i Ebedi! Envârına olmaya enzâr, Yâkin eyle bendeni Ey HÂKiM-i Ezeli! Yoksa hâlim târ-u mâr. |