kılıcın utandığı savaşçı
ateş uğramamış, serin kalbimi
bir damla suya muhtaç bırakan sendin hüznün uğramaya utandığı tebessümüme gözyaşı indiren sendin... ve gözlerimden dudaklarıma inen yolda nehirler akıyor artık... içimde benden içeri bir ben daha karnına her saniye kızgın kayalar bırakılıyor ben ezilmiş de zehri içinde kalmış bir zavallıyım artık... var gücümle kapattığım gönül kapılarımı kininin serpildiği fırtınayla yıkarken sen ben başından beri sana teslim bir savaşçıydım ve utanıyordu kılıcım benden... |