Efkar hikayesi…
04.01.16
Efkar bir dem’dir, Zaman geçtikçe demlenir, kurum olur içerinde, Acıtır yüreğini. Söylenecek söz çok, anlatılacak dert çok Ama kime, Çalarsın kapıyı, açan bulunmaz. Bugün böyledir, Sen düşmüşsündür, Elinden tutan bulunmaz, Daha dün, herkeslerin derdine Ortak koşarken kendini, Birde bakmışsın ki, Yapayalnızsın ortada, İyilikten maraz doğar, Acıma, Acınacak hale düşersin. Bunları zamanla anlarsın, El tutan yok, Yol açan yok, Hepsinden öte, Sırtını sıvazlayıpta, Boş ver diyen bile yok. Kime diyeceksin ki derdini, Kime anlatacaksın, Bir sen olamadılar bu hayatta, Sana sen gibi sahip çıkamadılar, Sen herkesin peşine koş yine. Herkesin derdini kendi derdin bil, Üzül, düşün, sabahla belki de. Ama unutma, Her koyun kendi bacağından asılır bu hayatta, Hiçbir anlamın yok senin, Senin verdiğin anlamlar bütünü, Senin o güzel kalbin, yok kimse de. Başkalarına yetebildiğin kadar tamsın bu hayatta. Kendine gelince hep aciz, Olmuyor be, dirayette bir yere kadar, O dik duruş,o sert bakış Hepsi gece olup ta yalnız kalana kadar, Kapında beslediğin, koynunda yatırdığın, Bir anda el oluyor, Acı bu, siren çaldı mı? Herkes kendi canının derdine koşuyor Anlatamazsın kimseye, Anlatsan da, He der geçerler. Sen düştüysen hu hayatta, Yine sen kalkacaksın. Boşuna bekleme. Bir sen yok yanında. Dön kendi içine, Bul o içindeki cengâveri, çıkar ortaya Yemeğe gelince herkes yer, İş sofrayı toplamakta, Sofrayı kurdun mu dostun çok Aç kaldın mı, halini hatırını soran yok, En yakının, koynunda yatırdığın bile, El oluyor yeri gelince. Onun için, Dön kendi içine, Kaybol kendi karanlığında, Yolu açacak olan sensin. Yolu gidecek olanda. Bırak her şeyi bir kenara, Kat zamanı önüne, yürü öylece Kaybettiğin ne varsa, Kaybettiğin kim varsa, Sen ayağa kalkınca dönecek nasıl olsa Sen ayağa kalktığında dönecek nasıl olsa….. |