Uçmayı unutan evlatların kırılan kanat sesleri
Annemin türküsüydü dilime dolanan
Bilemezdim bu kadar can yakacağını Suskunluğun ahraz notalarından Her biri binlerce yağmur kuşu doğurdu Avuçlarında biriken yalnızlığı yüzüne sürdü dua niyetine Terk edilen kaderinde öksüz çocuklar gibiydi yüreği Eskiyen resimlere yaslamıştı kırlaşan yıllarını evlat niyetine Yokluğun haraç mezat satıldığı bir dünyada yüreği sebil Suskunluğu solan mürekkep gibiydi tozlanan rafta Anılarını çıkınladığı kırk yamalı dilsizliğiydi belkide Sana annemin türküsüyle dökülen gazeller biriktireyim Rüzgarın uğultusuna yüreğinin figanını katıp Sustukça kardelenlerin feryatlarını biriktiren kadın Evlatların gölgesine sinip kaderine tuz basan kadın Yüzüne sürdüğün yalnızlığın duaları yağmur kuşlarına karıştı Ve diline dolanan annesinin türküsüydü onu denli yakan Uçmayı unutan evlatların kırılan kanat sesleriydi duyulan Suskunluğun anne sesiydi yüreğe konan Ve annemin türküsüydü dilime dolanan Mahmudiye Düzkaya |