DÜŞ KIRIĞIdüş kırığı bir kaç sepya sabah uzanmış henüz bahar yalamamış dallarımın kıyısına arsızca iç çekişleriyle boğuvermiş yalnızlığım kendini bir çırpıda kan donmuş buzdan kalem olup yazmış olanca ağırlığını titremelerime bırakıpta gittiğin son adreste bir başka gün doğmuş yaraladığın izlerinden gözlerimde büyüyen denizler kendine başka vatanlar bulmuş bir acayip sancı oturmuş soluma bedenim bir uçurtma kadar kendine ağır son gülüşüme taktığın mermi saplamış kendini bakılmamış yıldızlarıma hayalimde bir deli yürek sen susuşlarında zehirleyen bir acı zemheri köpüre köpüre ölen beyazlarımın içinde sağ kalamayacak kadar kolay mıydı siyaha çalmak kendini şimdi kalem susuşunun cenazesinde şimdi baharlarım yarı baygın, canımı çok yakıyor ellerimde sessiz kalışımla anlatamadığım yalnızlığımı bir avazda koyuyorum işte önüne kala kala çeyrek saatli bir ömür bendeki şimdi dikenlerinden sıyrıldıkça güzel kokuyor güllerim çakıldıkça sürgünlere güzlere özenen baharlar sıyırıyor içimden kendini ben yaralarımı sende sevmişçesine kanamışım bir vakit ayak izlerimde senli yeminler büyütmüşüm silah seslerini daha çok seviyorum şimdi ecel için koyu bir masal yazmaya çalışıyorum gün gölgesinde utanır belki diye acı çekmeyi abartıyorum işte bazen düşlerimi astığım dallarda sürükleniyor adın kül oluşuma kayıtsız çocuklar var çevremde dahil olduğun her gözyaşıma gel-git aklımla sağır kalıyor düş kırıklarım harabeden bozma bir kaç dize okuduğun kalbim kalplere tutukluk yapmış bir silah akşam güneşi olup da savursan kendini üzerime yok artık doğasım kendimden soyunup sabahlarımı... Gülşah Gayret - |