ÇİRKİN AYNALAR
"ÇİRKİN AYNALAR"
Sen, misli geçmiş zamanın yaralarla bezenmiş çınar kovuğu o çelimsiz gövdenle nice ayazlar gördün kırılmadı aşkla göğe uzanan budakların dik dur kendinle gurur duy övün öznen bu senin özün bu ne hapsedildin bir kafese ne akvaryumda balık aşiyanı oldun kırık kanatlı kuşların ummanısın peygamberi koruyan yunusların yorgun düşleri zamanın gölgende huzuru buldu dalına tutunarak sallanan duyguların kimisi mangalda yakarak yüreğini kimi kırk yıllık hatırla yudumladı ikramlarını kesretin gözdesi olsa da yeniler antikanın değerini iyi bilirim sızdırmam yüreğine namahremleri çaldırmam içinden benli düşleri gözlerinden sızan huzmeler varsın içimi kanatsın sevi sözleri kursağıma takılı kalsın bu gece de uyumadım her düşte olduğu gibi hayallerin nöbetçisiydim hatırladım da koyaktan geçen kervanlar tekrar buluşmak umuduyla durup dinlenerek vedalaştılar ben seversen her acıya katlanırsın diyemedim dönüp te aynalara her baktığımda dilimi kanattı cam/n kırıkları seni gizlerde gördüğümü kimselere söyleyemedim sevdiğine vedalar ne zormuş meğer şiirde hecelerin ayrılışı gibi farklı uyaklarla ayrıyız şimdi oysa taramak isterdim saçlarını annen gibi okşamak öpüp koklamak isterdim sevgili gibi bir baba gibi dizimi yastık omuzum ağlama duvarı ben buradayım ne zaman ki acır canın ne zaman ahrazlar kırar dalını hatırla beni kapılmadan yüzsüz rüzgârlara sen sevdiğim sen kadınım gizinde bekleme “çirkin aynaların” senin için ben dün de buradaydım bu gün de buradayım Efkan ÖTGÜN |
Kalemin daim olsun
______________________Selamlar