AH BE KADER
Acı acı esti zozan yaş oldu gözlerimde
Felek vurmuştu zaten bir de sen vurdun son nefesimde Güneş saklandı efkãrından yüreğim yandı kül oldu kahrından Leyla Mecnun sahrasından Felek vurmuştu zaten bir de sen vurdun külünk ile kara sevda yarasından Göz yaşlarım el ele verip yol yaptı sevdalara sölpük sular sökün edip ulaştı deryalara elem keder kamp kurdu göğsümün sarnıcına bir sen yoktun bir senden yoksundum bir sen uğramadın buralara Mavi düşlerden düştü pembe hayaller esmer gözlerimden yüreğime oluk oluk kan damlar mateminde soldu al yanaklı gelincikler elbet bir gün kavuşur aşk uğruna ayrılıklarda kavrulan divane yürekler Megri megri sonu gelmeyen sevdanın yoktur değeri felek bağlamış yolları boynum bükük diyorum boynum bükük eğri eğri ağlamak mı hep gözlerimin kaderi Akşamcı kahvesinin duvarlarına yazdım sana olan sevdamı okuyan her sevdalının dili tutulmuş bir akşam gittiğimde kapısına kilit vurulmuştu meğerse akşamcı kahvesini öyküme ağlayanlar satın almış ve yas tutan yüreklere kırmızı birer gül ağacı salmış Bir kadeh kırmızı şarap yaşa boğdu gözlerimi içtiğim onca ağı zehirler silemedi yüreğimdeki izlerini kronik hastalıklar bile deva bulur merhemi kalp yongası sevgi otağı ise benim merhemim sendin bir türlü gelmedin gelemedin Herkes kendi yüreğindeki acıyı bilir oysa kim bilir şü an hangi diyarlarda kimin içini hangi onulmaz yara kemirir kim bilir kaç bedende buram buram sevdalar erir kim bilir Penceremden melül mahsun ağlayan bir çocuk bakıyor bir bir inci taneleri sepeliyor dudaklarına sen se beni bırakıp giderken hiç bakmamıştın arkana Bırak konuşsun göz yaşlarım yeter ki gönlüme vursun şavkın yüreğim derya gibi yüreğinin esiri olsun Bir füze geçiyor yoldan bulutlar zar ağlıyor arkandan eyy yar Şimseler ansızınakıyor özümde silüetin her an her an akarken gözümde ben katre katre seni arıyorum siirlerin dizelerinde Garip kalmış kümbet misali atılmışım ücra bir dağ başına her öğun ağı zehir karışıyor yavan aşıma öbek öbek kan çiçekleri açarken mavi düşlerimde gidişinle yangınlarla yatağı kurumuş bir nehir mihman oluverdi yüreğime Giden gitti yadımdan gözlerim ağlayamıyor ki artik efkarından yüreğim sende kaldı ben tamamen ümidimi kestim yarından Hüznümü yele verdim gözlerimi sele açtım ellerimi semaya yalvardım mevlaya dileğim bir gün ellerinde yüreğimle sevdiğim ansızın çıkıp gele bir seni sevdi bu gönül bir sana yandı bu denli unutmak mümkünmü seni eyyy gözleri benli Ağlama duvarı yaptın omuzlarımı gelen dertli giden dertli oysa sen mutlulukla uyuyasın diye yüreğimi yorgan edip örttüm üstüne Yürek yanmayınca sevda teni kül etmez candan seviyorsa insan bırakıp gitmez karşılıksız sevgi yuva kurmaya yetmez oluk oluk çağlasada göz yaşların bir fayda etmez Kar boran vurmaz beni ah yokluğun olmasa baharlara gebe düşlerim sensiz cemre düşmüyor ki yüreğime toprağım buz gönlüm huzursuz yağmurlara sığındım çaresiz Ah be kader hüzün yükledin özüme sağnak indirdin gözüme Anadolumun yüzüne hasret ettin zalim kader Erciyesin başı serin Ciğerimde yara derin yüreğimi dağlayan yar Al gönlümü gözümü sil Çatma kalem kaşlarını Dur ağlama sil şu göz yaşlarını Mutluluk çağlasın göz pınarlarından umutlar dem vursun yarından Gül ki güller açsın yüzünde Gül ki gam yıkansın hüzünde Gül ki yürek gülsün özünde ~Gül ki tüm çiçeklerin şahı ~Gül ki gönüller padişahı Nafize Kümbet..türbe Külünk... taş ve kayaları kırmaya parçalarıya yarayan balyoz Katre..Damla, damlayan şey. damla damla, azar azar. Mihman.. misafir Megri.. ağlama Zozan.. yayla |