BİR DÜŞ'ÜN DÜŞKÜN İMGELERİNDE SEĞİRTEN...
Varsıl bir tedirginliğin arka bahçesinde,
Yüzü örtülü bir ölünün düş kaygılarına sığdırdığım, Kırık ve hacizli bir ikilem iken meyleden, Anlık bir rücunun isyanına yüz sürdüğüm Hükümranlığında asılsız bir rakımın Boynu bükük yalnızlığına rest geçen. Ümmeti kayıp,sefil alabildiğine, Sıradan ölümlülerin nezdinde Sonsuzluğa bayrak açan Muzaffer bir komutan edasıyla, Raks eden imgelerin Tanrısı o soyut gölgeler Kadar soğuk ve sıradan bir geceye teğet geçen, Çiy taneciklerinin pervasızlığından dem vuran Anlık bir tezahürüyüm yeryüzü imleçlerinin. Savrulduğum boyutsuz yolculuğumun tescilli O vakur boyunduruğuna söz geçiremediğim Külliyata yüklediğim her bir bilgi zerresi kadar Düşsel tedirginliğimin muğlâk rotasında Bir zayiat kadar dokunaklı iz sürmüşlüğümün Kayıt dışı o engebeli hatta debdebeli İzbelere yığılı sağanaklara zimmetli Gözyaşlarını kırıp geçen Anlık hezeyanı ile diş bileyen zaman zaman. Hakkaniyetten yoksun devre arası yılmaz düş bekçilerine Söz geçiremediğim yerle yeksan O müşfik dokunuşunu annemin Solumda sakladığım düşkün ve hacizli bir yetimin İsyanlarında can bulan, Tufanı şiddetli aymaz kırılganlığımın Çatısında doğurgan bir kadından da nimeti, Şükür sayan düş baz seferberliği Karışmış gölgelere Yine de aşkın hidayetine toz kondurmayan Bir ümmetin ahvali kadar aşka meyletmiş Tüm durağanlığını bir hamlede Sıyırıp yarınlara yelken açan. Rahmeti esirgenmez düş baz yorgunluğum kadar yeknesak, İmkânın seyri, dünün mirası belki de tecellisi O savruk ve koruk acılar iken rest çeken, Geri duramadığım adsız bir romanın tek tanığı İken evren ve Tanrı. Münafık gölgeler mademki perdeli ve örtmüş üzerimi, Sanma ki uzağında kalmak kadar aykırı bir eylem, Çatık kaşlarımın deldiği yine de sineye çektiğim, Gün ertesi sanrı yüklü mizaçların tefekkürü iken Varsıl kahramanları ve o silik pençe izleri, Kundaklanmış bir kez ömür ve aşk, Hatta örselenmiş milat bildiğim gece yarısı: Kaybolup yok olduğum o sancılı döngü; Çeperinde tıynetsiz ve metruk düşler, Bir yakadan uzanan ve iliştiremediğim diğer yakada Konuşlandığım simetrik bir dokunuş kadar muhafazakâr, Hele ki kayıp mızrabı o savruk gönül telinin: İkilettiğim nice düş. Yaralı ve çığırtkan bir kuş kadar esef yüklü keder zerrecikleri, Somurtuk bir isyanın gölgelediği isli gece: Her katresinde yalıtılmışlığın izdüşümüne denk gelip de, Yok bildiğim, yoksun kılındığım: Aykırı bir düş’ün düşkün imgelerinde seğirten. Ağlak yüzlü adam ve kadınlar: Her bir katresi yetim, Her zerresi kayıp, işkillendiğim münafık bir var oluş, Cennetten kovulan kaçıncı ruh kim bilir. Boyutsuzluğumun girdabı, Acıların yalıttığı, Sitem yüklü bir mizacın tevafuku kadar Kabul görür ve beyanatı şu sakil ve kabadayı, İsyankâr imgelerin. |