yokluk nedir yokluk ne zindandaki yusuf nede zindandan kurtulmaktır bütün dileklerden, bütün yönelişlerden bütün emellerden bir çırpıda vazgeçebilmektir yokluk
aşk efsanesindeki şirinin aşkıdır yokluk rahvan yürüyen küheylanın heybet kazanan tılsımıdır demire vurulduğunda çıkan kıvılcımın ziyasıdır yokluk sıra sıra dizilen saatlerin teker teker kaybolduğu gecelerdir şehrin kalabalığından son kez dalgalanan toz dumandır
herkesin, bir şey elde edeceğim diye taşıdığı bir ümittir ümitlerin ateş kesilip taca tahta nail olduğu heyecandır, göle aksini düşürmüş bir perinin asasından yayılan yıldızdır sesler birer birer azalıp ölüm feryatları arka arkaya çoğaldığında sabaha doğru kan kokusuna gelen kurtların uğultusudur
üç kantarlık taş mermerlerin yorgun çığlıklarıdır kabzası çift boynuzlu ,çatal dilli , yılan başlı bir hançerin öcüdür yeşim taşlarla hakkedilmiş, kınından sıyrılan kılıcın dehşetidir ölmesini bilenler için yokluk bir hayat aşkı bilenler için yedi gerçek gizemdir
tefekkürden feyizlenen enel-hak sırrının cennet ü tubasıdır manevi bir güzergahta uçanların konakladıkları zevk-i sefadır cezbeyle menziller aşan ruhun tecelli mekanıdır her seher vakti marifet ateşinin parlama halidir yokluk
zaman ve mekandan dışarı cemal aynasının nazargahı ruhi bir tekamülün zirve noktasıdır yokluk bilinmeyen körlükten her şeyin ortaya çıktığı umulmadık anlarda yağmurların düştüğü şafakların kızıllığıdır akşamüstü alacasının gizini keşfetmeye bir yürüyüştür
alabildiğince deli yangınlar çıkaran karanlıkların içindeki zulmettir her düşüşte bin defa tadılan acıların ıstırabıdır bir sezgiyle kavranabilen en zor, en ince yandır aklın erişemediği ,çözemediği olağanüstü inanç tezahürleridir yaşanan depremlerin enkazından fışkıran koca bir kıvılcımdır yokluk
secdelerde sadırlara ilişen ulvi bir dokunuştur yokluk mecnunu bin kere yakıp kül etmiş leylin encamıdır tüm denizlerin bir araya gelmesiyle dolmaz bir boşluktur varoluşa ,öze kapalı saklı kalanlardır yokluk tanrı emaneti görmeyen gözlerin sakladığı karanlıktır
saklı hazinelerden sızıp gelmekte olan hararettir dönen gök kubbenin nurla yoğrulan çırağıdır beş duyguyla altı cihetin havsalasıdır zerre, zerre olan zerrelerin oluşturduğu sonsuzluktur yokluk
güneşin battığı yöne sürüklenen kuşların arzusudur ilahi sevginin ,anne kucağındaki çocuğun gözlerinde dirilmesidir üç şerefeli minareden günde beş defa ilan edilendir tarlalarında çalışan kadınların kıl torbalarında arpa buğdaydır yokluk
hiçbir meleğin adım bile atamadığı berzah mekanıdır yokluk ebabil kuşlarının zalim orduyu tarumar ettiği zamanın mahyasıdır tozun toprağın içinde keyfiyetlerin esrarlı raksıdır serapa bir hatıranın küllere bulanmış tutkusudur fettan bakışlının altın saçlarından yayılan ışınların parıltısıdır
bir nefes soluk gibi göklerin imgesidir yokluk aşkla nura dönüşen karanlığın intizarı ışığıdır her şairin duygularında gizlenen hayal olan evhamlardır bir yolu, bir yasası olmayan gizli bir makamdır bütün suretlerden arınmış adı şanı olmayan bir yolculuktur yokluk
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ruhi bir tekamülün zirve noktasıdır yokluk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ruhi bir tekamülün zirve noktasıdır yokluk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Boz dağlara kara kara kar düşmüş Yâr gönül hasrette, soranımız yok Bu sene de payımıza zor düşmüş Yâr gönül hasrette, soranımız yok. * Aç desek karnımız, gönüllerde aç Saadet elinde paramparça taç Şu garip diyorum, sevgiye muhtaç El edip bir sofra kuranımız yok. * Şu gurbet elleri kara dumandır Yüzde gözü dilde sözü yamandır Unuttuk gülmeyi hayli zamandır Günleri alnından vuranımız yok. * Akşam oldu güneş battı gün battı Dertler ardı sıra gönlü kuşattı Söz söylendi kimler dile bal kattı Halleri hayıra, yoranımız yok. * Gurbet elde yağmur, tufan kar da var Şu bağrımda sıla, düğüm derdi var Bu zamanda derde derman nerde var? Dönüp gelenimiz, saranımız yok. * Bir haber ver bari satır arası Niyazlarda yandı gönül çırası Vakit tamam, geldi ölüm sırası Gayri buralarda duranımız yok!
bir nefes soluk gibi göklerin imgesidir yokluk aşkla nura dönüşen karanlığın intizarı ışığıdır her şairin duygularında gizlenen hayal olan evhamlardır bir yolu, bir yasası olmayan gizli bir makamdır bütün suretlerden arınmış adı şanı olmayan bir yolculuktur yokluk
Yokluk da bir çeşit varoluş biçimi. Çok güzeldi bölüm bölüm şiir.. Yokluk var olmuş.
Çok anlamlı muhteşem dizeler her şiirinizde hariha birlezzet var müzik seçimleriniz harika yokluk anlamını bu denli güzel anlatan harika bir eser olmuş hocam kutlarım selam ve saygılarımla ALLAHA amanet olun.
Uzun, okunması sabır isteyen, üzerinde düşünmeyi gerektiren yokluktan sonra varlık, fena ve beka bir arada veren bir şiirdi. Adem kasidesinden sonra yokluk şiirleri hala yazılırmış demek ki. Ama "kevir" dostumuzun düşüncesi ve şiiri de yabana atılamaz.
Gönül dostu; Sunduğun Şiirin alevli yangını dizeleri de tutuşturmuş…
kutlarım…
………………………………….. Saygı ve Selamlar.