bugünümden geçmişime uzanan kayıp bir zamanın ve silinmiş bir hatıranın izdüşümü olabilme olasılığını sevdim ben senin
olmayan bir fotoğraftan gülümseyen sendin her şehirden sesinin beynimin duvarlarına çarpmasını ve kırılmasını kalbimde parça parça yörüngemi şaşırdığım bazı anlarda başımın üstünde olmayan bir gökten mavilikler yağarken ve uçarken kanatsız martılar günlüğüme düştüğüm sırlı aynalardan adını bilmediğim sarı çiçekler derledim saçlarımdan
ne med olabildim sana ne cezir olsam olsam bir cezire olabildim en sırlısından ve en suskunundan
toprak kokusu düştü mü burnuna hani şu göremediğin kaf dağından burun ucuna? bazen doğrulmak değil bakmak değil eğilmek gerekir yarana sarı saçlı kıvırcık bir oyuncak bebek bu kırıldı çocukluğu hadi onar analığından var mı o yürek sende? yoksa göm onu bugünden geçmişe uzanan o kayıp zamandaki kayıp kıtaya yansın hatıralar!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kayıp Zamanlar... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kayıp Zamanlar... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hatıraları yakmak kolaydır. Bir kibrit yeter. Cesaretin varsa; dudaklarını ve parmak uçlarını yakmalısın bir an önce. Kirpiklerinden alev almalısın ilk önce.
Fotoğrafları yakmak kolaydır. Bir çakmak yeter. Gücün yetiyorsa; yaşadığı veya sensiz nefes aldığı bütün barınakları yıkmalısın. Denizden, gökyüzünde mavilerden vazgeçmelisin.
olsam olsam bir cezire olabildim en sırlısından
ve en suskunundan
Ne güzel bir anlatım ...Tebrikler.