24
Yorum
45
Beğeni
0,0
Puan
2002
Okunma

her çiçeğin bir vedası vardır
rengi yalnızlığa k/açan ...
kanıma vuran gecenin sessiz kum saatinden
düşüyorum ruhumla birlikte zaman ötesi zamanlara
dargınlığım sana değil belki yalnızlığa dargınım aslında
maviliklerimi okşuyor yağmur damlaları
tek tek birleşiyor halkaları
oysa ben ayrılıyorum gölgemden uzaklara
son kullanma tarihim geçmek üzere
biz kader mahkumları yürürken gitmelere kurulan saatlere
ısınmıyor ellerim tenim yalnızlığı örtünmüş sanki
hala üşür vedalara
her çiçeğin bir vedası vardır
rengi yalnızlığa k/açan ...
bu yoldan geçmişlerdi en eskilerden en yenilere
nice anıların bahçesinde taşlara yazılmışlar
mürekkebi silinmez görünmez kimselere
öylece yazmış yazanı güldürmedi aynalara yüzümüzü
bize düşen not düşmekti zamana ayak izlerimizi
dip akıntılarına kapıldım sevginin yalansızdı gözleri
-hayat bu dedi birisi-
sonra kurudu düşlerim de
kısaldıkça zaman uzayan ayrılıklara
renklerin olmadığı seslerin duyulmadığı
son bir yara kesiği bu
son bir mum yanmakta gökyüzünde
her çiçeğin bir vedası vardır
rengi yalnızlığa k/açan ...
Lal rengi bir semada hala nefesime değen bir nefes,
yanı başımda gülümseyen yüzler
sonra kaybolan seslerinin uzaklaşan ağlayışı kadersiz
-zaman yok ki dedi birisi-
boşuna koştuğumu anladım
aynı yerdeydim oysa
nasıl geçmişti içimden acılar
gülümsedim senelere bir kahkaha yolladım
her çiçeğin bir vedası vardır ya
içine kapanmış bir ağaç gibi rüzgarda sallanmak
ayrılıklar ki defterler dolusu şiir açtırmak karanlığa
esmer tenli bulutlara hicaz bir şarkıyı bağlasam
ve bir gülün içine düşsem sabahın düş saatlerinde
biliyorum bir faydası olmayacak bu tarifsiz gidişlere
taş rengi dizeler dökülür bir bir
toprak kokularıyla üstümüze.
bir adım ötemdesin yalnızca
son kum tanesini bekliyorum kavuşmak için
uzak bir alemdeyim belli ki çok yaklaşmışım sana
burada yeni yetme gelinler gibisin
kar beyazı vurmuş yüzünde kış ayazları olsa da
düş/sün diyorum şimdi zamana adımız düşsün
hayal edilecek şeyler kaldı şimdi
geceler boyu aydınlığı yaşadığım gülüşün gibi
yeni yetme bir gelinin duvagı işte
ön söz ya da son söz gibi
savruluyor rüzgara
-ah ! içinde sen olan bu şiirin bari tut ellerini-
-kırık yağmur-
-kırık kalem-
-kırık yüreklerimizle-
başka bir bahara kalmış hikayemizden
başka iklimlere doğacak
kırık bir gülümseyiş bırakıyorum ...
her çiçeğin bir vedası vardır
yalnızlığa açan ...
Ayşegül Aşkım Karagöz
Baştan sona birlikte kaleme aldığımız bu ortak yazılan şiir için değerli arkadaşım Mert YİĞİTCAN’a sonsuz teşekkürlerimle ...