say kiaz önce çocukluğumdan arta kalan son bir damla gülümseyişi de katıksızca içtim... tetikçisi oldum uyumadan biten masalların ve bu masallardan firar eden tüm kahramanların ağaran saçlarımdan tel tel döküldü sabrımın son selameti her bir yere saçılan tespih tanelerimdi parmak uçlarımdaki telaş ve çizemeden mürekkebi dağılan ömrümdü yüzümdeki siluetin kadermiş dedikçe sevişti acılarımız acılarımız seviştikçe gebe kaldık yarınlarımıza yarındık ama bir o kadarda yarımdık hiç başlamamış lığımıza tenime değen her yaban ateşinde bir dumanlı dağ daha çektim içime bana ağaç demeyin bir zamanlar bende köktüm bende göktüm bir zamanlar bana bulutta demeyin ben gözyaşlarıma adını öğreten yağmuru affedemedim affedemedim ciğerlerimi yakan kokuna müptela nefesimi say ki şimdi çekiştireceğim güneşi eteklerinden ve içimde buz tutmuş ne kadar ölüm varsa süreceğim sarı saçlarına say ki susuzluğumdaki bütün nehirlere yön vereceğim belki tutarsa diye sen ekip biz biçeceğim topraklarımın koynunda ve sırf solmasınlar diye gökkuşağındaki tüm renklere süreceğim gözlerini saymadın sayamadın değil mi bende sayamamıştım zaten sensiz doğan her yeni güne ne kadar zehir ekip sensiz solan her geceme de ne kadar ölüm biçtiğimi… ilhanaşıcıaralıkikibinonbeş |
yoksa köklerinden,gök yüzünden ve de yedi renkli gök kuşağından nasiplenmeyecekti varlığınız ve şiiriniz...Aşk ile diyelim bizler de...Hüzne rağmen ..
tebrikler saygılar..