1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
3139
Okunma
hangi sınırın öncesi yaşamaktı ki sonrası ölüm olsun
nefes almak ile almamak arası ince bir çizgidir toprağın teni
sokak sokak sövmenin bir dili var coğrafyasız sevmenin de
sağanak olup yağmanın da bir dili var ahmak olup ıslanmanın da
sen biz ol yeter ki
ve asla bukalemun bir buluta çevirme bereketli gözlerini
sen bana bakma
hatta bak
bak ve gör ki ben hala gökkuşağı uçuruyorum ipsiz sapsız renksizliğimde
ve hala çekiyorum kime çektiysem hayatımı siyah beyaz bir film gibi
sonrası mı
ben en çok sevmeyi sevdim sevilmeyen dört bir yanımla demiş miydim sana
hatta aynalar beni eksilttikçe gün ve gün yalnız sana hep sana çoğaldığımı
sırf solmasın diye ışığın sığlığımda ki bütün denizlerin ak saçlarından tek tek yakamozlar yolduğumu
ve yolu sana çıkan tüm gidişlerin dönmeyişlerine sayısızca peron olduğumu söylemiş miydim
ahh sevgilim diyemediğim sevgili
kaç sefere kaç sefer bindirdiğimi bilmem ama her sefere bir sen daha eklediğimi
ve günlerce gecelerce sırf dönersin diye yorulmadan aynı heyecanla beklediğimi bilseydin
biraz da olsa beni sevmeyi sevseydin döner miydin
.
.
........
.
.
offf of
yok Annem yok
yoruldum düşe kalka büyümekten
çok sevip hiç sevilmemekten
düşe kalka büyümek buysa
her geceye bir düş ekmekten
ve her sabaha da bir kalk biçmekten çok yoruldum çok
üşüyorum be Annem
çocukluğumu örtün artık üstüme
kırık ta olsa sallayın beni sallaya bildiğiniz kadar ahşap salıncağımda
Allah kalkmayı nasip etmesin ki
yeminle bu sefer hiç düşmeyeceğim hayatın girdabına
sözüm söz hiç büyümeyeceğim Annem
yeter ki
güneşin gölgem
kokun nefesim olsun…
ilhanaşıcıhaziranikibinonaltı
5.0
100% (10)