TARAFIMDAN GÖRÜLDÜ
su ve ren geyiği, akşamın kıyısında
bir tabloya sığınmış bekliyor gün de uzun bir mesafe kısalır, belki bir akşamüstü yakın olsak, ülkesizce... nazeninim, uykumdan uyandım eskimiş bir utancın uğrayıp geçtiği yüzün perdesiz bir saz kadar kedersiz duruyor önümde tenime aktı buz gibi o bakış karanlık kör baksam içlenirim hatta görebileceğimden epey uzaksın konuşsak, bir telefon mesafesinde pek oyunbaz çocuklardık çiçek veriyordu aşk sinsice bir sırrın müphem cazibesine ekildiğinde. gördüm, hınzırca gülümsedin bir seferinde adın ışıklı bir panodan geçiyor görür görmez aydınlanıyorum ne ışıktan, ne panodan yalnız adının ziyasından, adının ziyasından yıldızlara emanet yüzün o tekinsiz sokağın köşesinde bekliyorum ben hâlâ ümitle dilini sezdiğimden beri yalnız kuşların önünde çözülesim var içimde bırakılmamış feryatların boynunu bükme katil olmasın, sevdiğim ellerin yüzüstü gülmek diyelim biz buna yüzüstü ağlamak kalmak yüzüstü gitmek ve bırakmak eyleminden uzak düşsün bir kere de omzumdan öp sen sırtımdan sev, yine yüzüstü ey insanı avcı olan deniz bulutlar bize bakıp içleniyor sanma usanmadan yürü okyanusuna bitmesini istemiyorsan hiç başlama görmek istemiyorsan sakın bakma ama! birkaç kez görüldü mührü basıldı benim suratıma "tarafımdan görüldü" biri tarafından görüldüm ben yine bu akşam dümdüz bir acı yok hayatta kıvrımsız, kesintisiz, öldüresiye biçimlenen bir kadının kalça kemiğinde düz bir yokuş yok kimliklerimiz karışır, o tılsımlı yerde birbirine emin olmadığımız bir dünyaya üç beş adım kaldı sabredince geçecek hepsi de... bu hayatta en çok kötüleri tanımak iyi gelmiyor kalbime Eylül Nisa / 15.12.2015 Günün Şiirine değer gören tüm şiir sever dostlara teşekkürlerimle! |