Deniz gibi
Yosun tutmuş bir kayanın
denizle komşu olması gibiydi sevdamız.. Martı beyazlığında ki endamın, deniz kızı süzülüşünde ki inceliğin, çılgın dalgaları dizginleyen sesin. Ya gözlerinde ki mavilik, ya saçlarına yapışan yakamoz. Of of sığ sularda, sandalın kürek kıvamında denize kulaç atmaktı sevdamız.. Gölge yok, yüreğimi yakacak kumsal yok, sığınacak iskele, tebessümüne boğulduğumda beni çekip çıkaracak cankurtaran yok. Yunusların, sevda türküleri eşliğinde, kıpkırmızı güneşin altında kuruyan dudaklarımıza su fırlatması gibiydi sevdamız. Uçsuz bucaksız bir ufkun koynunda deniz kokan tenine bir meltem serinliği üflemekti sevdamız. Ama an geldi büyü bozuldu Bulutlar bu mutluluk tablosuna kara çaldı bulutlar ağladı ve yüreğinin derinliklerinde gizlenen deniz canlandı ve deniz dalgalandı. Ne yakamoz bıraktı hayallerimize nede hayallerimizi sandalın koynunda barındırdı. Ve deniz dalgalandı Martıların çılgınca vaveylasına aldırış etmeden sığınacak bir limanın yok mesafesinde yunusca bir mutluluğun arefesinde kızgın ve kıskanç dalgaların hoyratlığına boğuldu sevdamız.. Deniz; seni ve sensizliği aynı anda yaşadığım bir isyandı ve isyanımda hala gözyaşlarım akıyor.. Deniz gibi... |