Felaket Saatim
bu benim felaket saatim,
ömrümün akıbetini derlediğim, eninde sonunda bir kuru dala,bir kuru yaprağa meyil ettiğim göğsümün çukurunda sancılara sebep diye biriktirdiğim vazgeçmişliğim, vazgeçememişliğim... bitince yeniden başlanmıyor aynı sigaraya, ama olsun, her yeni sigarada aynı dertten muzdariptir dumanlar ve duman altı kalanlar... bu tellalığını saniyelerin yaptığı felaket saatlerinde, mevsim şartlarına direnen bir bardak çayın şahitliğinde, yirmi dokuzundan beşine bel bağlamışım harflerin, geri kalanlar birden çok cinayete kurban hükmünde... tabire lüzum yok, tasvire mecalim yok, gözlerin, üç tarafı tuzlanmış, kanlanmış sularla çevrili memleketim... |