NOKTAferyat figan bir aşk doğdu sütü bozuk şehrin göbeğine susuzluktan çatlamış dudaklara bir anlık öpücük t/adında tutundu sonra küskün bir çiçek gibi düştü ayaklar altına r/ezildi. bu bir karabasandı dedi kadın erkeğin gözlerini hoyratça üzerinden çekerken kana bulanmış sözlerle bıçak sırtı bir yolun tam kenarında kaybolmuş bir çocuğun ürkek hallerini kuşanmış ’aranıyor’ afişi asılı bir direğe yaslanarak kendi kayboluşuna çılgın kahkahalar atıyordu ve bunu bir tek kendi duyuyordu sağır adam karşısında. ne çok insan eskittim dedi kadın ve eskittiklerimle ne çok eksildim kendimden üzgünüm dedi kadın yeterince sevemediğim içim o yüzden yeterince sevilmediğimi bilmek pişmanlığın varlığı nefesimde soluklanıyor jilet kesiği duygularım halbuki bileklerimde olmalıydı o zaman görebilirdin kanadıklarını. hangi ’gün’ güneşe doğma diyebilir ki onun özlemiyle geceye katlanmışken yıldızların sessiz çığlıklarını ninni diye dinlemek kolay mı sanıyorsun hep akşamın karanlığı yüzünü vururken duvarlara buluşurduk seninle sitemlerimi en çok karanlıkların soğuk bakışları karşılardı gün ışığında sevmek istediğim zamanlar çok olmuştur belki de o zaman gerçekten sevebilirdim seni gözlerin daha açık kahveye dönerdi diye hayaller kurardım. dudakların hani bir ucu yana yatık yıkık harabeleri barındıran uçsuz bucaksız yaşanmışlıkların mezarı en çok onları yalansız gözlerime nakşetmen gibi saçma düşler kurdum uzun zaman ve anladım ki dedi kadın sırtını dayadığı direkten uçurtma gibi uzaklaşırken kendi ipini kendi eline sıkıca doladı ömür bir aşk için harcanmaya değmeyecek kadar değerli ’kal sağlıcakla’ diyerek adamın nemli gözlerini nokta koyduğu yerde bıraktı. adam aşka esir gecelerin güne hasret şarkısını söylemeye devam ediyordu hala. Ayvazım DENİZ |
Puanım tam
Kutlarım
Yüreğinin sesi daim olsun