GülaydınŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Çıkacak olan "Aşka Gülaydın" kitabımdan...
GÜLAYDIN
Dışarıda deli derya bir yağmur… Rüzgârın türküsüne, Yaprakların alkışı eşlik eder… Öyle hüzünlüdür ki bu ezgi, Gökyüzü dayanamaz döker gözyaşlarını, Islatır âşıkları bekleyen yalnız bankları… Denizin kabarması yağmura isyanıdır.. Çünkü ayırmıştır sevdalısı olan martılardan… Sitemler birbirini kovalar… Ancak dayanamaz ve Fazla bekletmez gök kuşağı gelir, Sıcacık bir kelime ile; “Gülaydın” Güneş giderken, Üzülür gökyüzü… Gitme der mahcupça, Yanağı kızarır ufkun…. Sonra zifiri karanlığa gömülür yüzü… Hasretinden binlerce mumlar yakar göğün tavanına… Sonra bir büyük mum daha yakar adına mehtap der.. Mutsuzdur belki, Ama bilir ki yüzlerce aşk yaşanır o mum ışıklarının altında… Yakamoz telaşlarını izler… Geceyi sabaha devreder sabırla… Sonra güneş gülen yüzünü gösterir.. Dilinde bir kelime ile… “Gülaydın….” İşte… Bir yürek düşün… Yılların acımasızlığıyla, Yıkımlarla, İhanetlerle, Aldanışlarla, Yaşanmamışlıklarla, Eksik bırakılmış bir yürek, bir ömür… Ne bir gök kuşağı bekler havada, Nede bir güneşin doğuşunu… Ertelenmiş zamanların vicdan muhasebesinde Hep alacaklıdır bu yürek… Yarım yamalak bir yaşanmışlıklar… Yok yok yok… Karamsar da değilim hani… Kim bilir belki bir gün gelir, Göğün yüzü maviye döner, Sabahlarım sarı sıcağa boyanır, Ve bir çift ürkek bakış, Bir tatlı gülüş ile, Bana seslenir… “Gülaydınnnnnnnnnnnnnnnnnn……….” |
Kalemin susmasın
________________________Selamlar