BİLMEDİN
Bilmiyorum kaç yaşındayım,
Kaçıncı doğum günüme yakınım… Suskun yıllarımı saymazsam, Birde sensiz günlerimi, Daha çok gencim sanırım…. Mazim karmakarışık… Beynimde uğultular yoruyor .. Ama alışıyorum artık sensiz de nefes almaya, Çünkü biliyorum ki, Ne sen bilebildin bendeki seni, Nede ben anlatabildim bendeki seni…. Bilmedin, bildiremedim, Yüreğimdeki seni sana, Anlatamadım… Anlamaktan uzak halin ile, Umursamaz bakışın ile, Hiç ama hiç görmedin beni.. Ve hiçbir zaman bilemedin bendeki seni….. Uzak iki ufuktuk yani.. Bir uzakta sen bir uzakta ben, Güneş sadece sıcaklık taşırdı yüreğimize, Benim ufkumdan doğan güneş sende sönerdi.. Ve saatlerimiz hiç 12’yi vurmadı, Hiç vuslatı yakalamadı akrep ile yelkovanımız, Bir araya gelemedi….. Bizim saatimiz hep 6’yı gösteriyordu oysa, Bir uçta sen diğer uçta ben, Arada mesafeler… Yani biz hiç bilemedik birbirimizi.. Ne sen bilebildin bendeki seni, Nede ben anlatabildim bendeki seni.. Ağaçlar şu günlerde sarı hüznünü döküyor Mevsim aşkın sonbaharı artık.. Düşen yaprak yerden bakar da dalına, Dal tüm mağrurluğu ile seyreder, Yaprağın bedeninden düşüşünü… Ve dal bilir ki bahar yaprak için değil, Kendisi için gelir, Gelen her baharda göğsünden, Yeni, aşklar yeni yapraklar doğurur…. Tıpkı senin gidişin ve benim yenibaharlar bekleyişim gibi… Söyleyecek sözüm de yok artık ardın sıra, Çünkü kelimelerim kimliğini kaybedeli çok oldu.. Avuçlarım parmak izini kaybedeli, dilim adını unutalı çok oldu.. Üzgün de değilim hani, Çünkü; Ne sen bilebildin bendeki seni, Nede ben anlatabildim bendeki seni.. Bundan sonra da bilme zaten, Umrum değil, umurumda değil, BİLME, BİLME.. |
yüreğinize sağlık çok güzeldi.