Acıerk
[Benden dostluğunu ve bilgeliğini hiçbir zaman esirgememiş olan Ozan Uğraş’a saygımla]
Gökyüzünün serçe parmağına astım kendimi kazara da olsa çarpar tabureye elbet bir ayak belki bir ezan koşarken camisine belki bir kuş uçarken basmamaya çalışarak kaldırım çizgilerine havalı bir intihar yeğdir yerdeki havasız yaşama her mayıs toprağa ekilen ölüler bir türlü çiçek açmıyorsa ve olağanüstü toplanmıyorsa tanrılar kurulu çok kötü bir anlama gelir insan sözcüğü ve gidemez oradan, bilmez oradan: dizleri kanayan bir çocuktur yeryüzü. Etine dolgun gövdeleri ve kırmızı şemsiyeleriyle hiç mi kabahati yoktur güllerin? Binlerce mayın var kafamın içinde hiçkimsenin suçu değil, düşündükçe havaya uçan gözlerim ama herkes sorumludur biraz başından tacı alınmış aslanlardan ve son elde oyundan kaçan papazlardan Mesela bir dal çocuk evini beklerken, kül olur esmerliğinden tekrar bulunur ateş terine gizlediği ekmekten ucuzluktan aldığı bedeni uyduruk; sökülür dikişleri hemen çocuk kalan yerlerinin ve seneye hiç büyüyemez. Mesela kuşkulu bir dilde bakar kadın cennete sömürgesidir Afrika gözleri âdemelmasıyla meşhur ülkelerin gelenek bu ya; hiç gelmeyen bir Hıdırellez uğruna bir mendil gibi bağlanır idam ağacına her mayıs Nasıl da meşru durur vücudunda acı bir hükümet gece bile korkarken kendi karanlığından titrek bir zaman geçer içinden Baldırından Sodom Ve Gomore kayar memelerinden kaçabildiği kadar uzak bakışları bir geyiktir avlanan adam gibi avcının yaklaşırken adımları Mesela gayet müsaittir elleri devrime öteki adamın ikna edebilse gamzesinde çürüdüğü toprağı ve mezar taşlarını sektirmese denizin kaburgası üstünde; deniz mavi üniformalı bir teşkilat nihayetinde dayar hemen silahını akciğerine; güneş hakkından söz edemezsin sokak hakkından söz edemezsin ölümün hakkından kalkıp da gelemezsin Ne farkımız kaldı tanrıların havaya fırlatıp ağızlarıyla yakalamaya çalıştığı yemişlerden Bir balta gibi indim kendi boynumdan aşağı ne de olsa toplum ahlakına uygun bir davranıştır intihar ne zamandır her köprüden atlayanı yıldız sanıp dilek tuttuğumuzdan… |