Kar Altındayken köy
I
Soğuk sızarken Odamın camından Masamdaki umutlarıma Ölüm kokar o an yalnızlık Çetin bir cevize benzer gülmek Kurt , çakal sesleri Bastırır çocuk çığlıklarını Yürekler acısıdır Sırtıyla odun getiren Elleri nasırlı kızların hali Dimdik duran dolgun göğüsleriyle Ürkütür yürüyüşleri Sokaklar tenhalaşır Güneşin batışıyla Işıklar cılız yanar Her akşam Kar altındayken köy II Dokuzunda durur hayat Pencerelerden sararan ışıklar Gömülür karanlığa Yavaş yavaş Yalnızlık çöker başıma Konuşmazken duvarlar Tutuşmazken odunlar Susmuşken diller Hayallerle geçer geceler Yosun tutar bekleyişler Ölüm korkusu dayanmış kapıya Köpekler kurtlarla saklambaç oynar Yaşamın üstüne Çarmıha gerilir umutlarım Kar altındayken köy III Ayazlarla başlar sabahlar Isıtırsın bayat ekmekleri Demli bir çayın yanında Bulabilirsen bir de Zeytin tanesini Kurtlara meydan okurcasına Havlar köpekler yanı başında Gözleri çapaklı çocuklar Siyah önlükleri altında Büzülerek yürürler umutlarına Çeşmeler akmamaya ısrarlı Testi tutmaz soğuktan Çiçeği burnunda gelinlerin elleri Kızıla boyanır yanakları Çeşme başında Gerginleşen gözlerinde Umutsuzluk doğar Telaşlı ve ürkek olur hayvanlar Aç kalmanın korkusu içinde Ölüm dadanır üstüne yaşamın Ne yar sevilir Ne de düşünülür Kar altındayken köy IV Kar etmez inceden inceye Yakılan ağıtlar Yalnızlık kokar Kin kokar Kan birikir yalnızlıktan Sevda çiçeğinin avucuna Bir kadeh yetmez Devirmek gerekir Çam ağaçlarına benzeyen Uzun şişeleri Bayramlara Barışa Doyasıya sevişmeye hasretiz Yiğitlik kar etmez Çökmüşken ayaz yeryüzüne Dertler közlenir Anaların yüreğinde İsten görünmez olur Ocak başında yüzleri Közlerken patatesleri Kemikli elleriyle Kıtlık kırana dönüşür Yirminci asırda Kar altındayken köy V Donmuş, ağzına sarkmış bıyıkların Biliyorum Yaran derine düşmüş Aş ,ekmek ister Yaşamla ölüm arasında Bir seçim yapmak gerekir Karnında açlığın Derin boşluğunu hissedince Saç, sakal, Kinler karışır birbirine Sazlar akort tutmaz Şarkılar donar Yüreğimizde Güneş erken batar Kar altındayken köy… 25.12.1989 |