BİR BALIK'ÇI KAHVESİburası bir balık’çı kahvesi firari bir yalnızlığın köşesinden kaçanların sığınağı kirli sakallı balıkçılar ağlar ve deniz kızlarının uğradığı son liman gurbet türküleri dinler yosun kokuları eşliğinde martıların kanatlarında kaybedilmiş aşkların yangınları bir kibrit ışığında denize düşer burası bir balık’çı kahvesi künyesinde yazılmaz isimlerin tenhalığında mendil yerine ağları örer balıkçılar elleriyle her ilmiğinde bir hikaye ne gelen olur gecelerin efkarında nede limanına uğrar gemiler ihanetin inadına el sallayan bile olmaz fiyakalı yalnızlığa gün batımında denize kara bir perde inince sevdanın demi çayın rengine düşer düşer dile düşer bir sigara arası tütün kokan parmaklara kimi iç geçirir sevdiğine kimi söver susarak gözleriyle gelmişine geçmişine terkedilmişliğine zulme çalar hüzün yalanı vurur sığmaz taşar infazlardaki bir kurşun yarası gibi bir yürek yarasında bin can gömülür sabaha bin yalnızlıkla uyanır ve doğar güneş inadına tekneler yanaşır gecenin koynundan koparak talan olmuş yolcuların telaşına düşer deniz mavisi utanır renginden martılarda bir hallaç hüzün çığlığı ile düşer peşlerine rast gitmeyen hayata rest çekmek gibi yeniden haydi rast gele diyerek anılar kıyada bekler herkesin hikayesi tanır aslında gidenleri bitkin dönüşler kapıya dayanır ve herkes kaldığı yerden başlar bir demin efkarında tütün rengi değmiş dudaklara bazen çay bazen’de rakı balık yakışır akşam çökünce yakomozlar arasında kor yangınlar geceye salınır gözlerden dökülerek kimseler bulmaz ıslak gözleri bir kristal kum tanesinde gizlenirdi herkes Ayhan’ca Cümleler Ayhan Akdeniz |