Hoş geldin Alptuğ'umKalplerimiz seyrinden çok hızlı atıyordu Kavuşma iştiyakı mutluluk katıyordu Takvimler sonbaharın sonuna çatıyordu Yirmi yedi Kasımda vuslat vakte erince İkindi sıraları boğdu bizi sevince Kimlerdi hazırlayıp yola koyanlar onu? Sancılı bir süreçte yormuştu enikonu Geliyorum demenin hep aynı versiyonu; Kalpleri hop ettirdi şükür dolayıp dile Küçücük cüssesinden koca bir çığlık ile Şükür kavuşturana hoş geldi hanemize Dağıttı hüzünleri temaşa olup göze Sevinç ve mutluluğu prim verince bize; Sevgisi gönlümüzü çepeçevre kuşattı Kısacık ömrümüze; ömürden ömür kattı Dürüstlükten ayrılıp olmasın asla namert! İsmi ile müsemma; cengâver, yiğit ve mert Hakkaniyet gözeten, yardımsever ve cömert Takvadan libas giyip, has bahçede gül olsun Hakla ünsiyetinde aşkla yanıp kül olsun Gelip geçti de yıllar anlamadık ne ara! Bir iken iki oldu, karıştık torunlara Yaşlılığın cilvesi başladık kurumlara! Üç sene öncesinde olmuşken anneanne, Alptuğ’umuz gelince olduk da babaanne Kırılıp da bizim bey gönül koyar belki de Eskitmedi hiç yıllar olsa da artık dede 29 Kasım 2015 |