Bir sen bilemedin.
Bir sen bilemedin.
Ipıssız bu sokaklar sen yoksun diye üzgün belli belirsiz ışık odanda ziya ölgün şu ağacın gölgesi sonsuza akan çeşme şahit o dağ lalesi ve beyaz yaban gülü sen yoksun diyerekten bütün tabiat ölü tanıktı aşkımıza şu çıkmalı eski ev masalın kel oğlanı küçükken ürküten dev komşu evin bahçesi şu yıkık köşk te şahit aşk adadık Tanrı’ya masal kahramanı mit taş kalpli kaldırımlar anlatmaz seni bana sütçüsü postacısı kundura boyacısı alem şahit bu aşka sen bilmedin acısı şimdi bakma sakın ha yüreğim kan ağlıyor kaç yerinden yırtıldı dikmeye hekim gerek hekim de çare değil ne gelse Lokman hekim son sözümü çerçeve yapıp da duvara as kırıldı kalbim sana gönlümde siyah bir yas son sözüm böyle işte sitem etsem de sana seni canımdan da çok seviyorum nitekim nitekim kıskanıp benden seni dolaştığın bulvarlar neden söylemiyorlar şehre uğradığını ne gittiğimiz cafe ne o zalim kanepe solmuş şimdi onlar da ak siyah fotoğraflar anlatmıyorlar seni taş kalpli kadırımlar okuduğumuz lise ne de okul bahçesi adının ilk harfiyle başlayan sınıfımız dile gelse anlatsa oturduğumuz sıra sınıfın arkasında iki erkek bir de kız az mı kavga ederdik Selimle biz ikimiz az mı kavaga ederdik güzel gözlerin için ilk ve sonsun diyordun gözden çıkardın niçin affet beni sevgilim her ne kusurum varsa halâ ilk günkü gibi hep aynı heyacanla seviyorum diyorsam eh artık sen de anla 31/Mart/2011/Perşembe/Ankara Yüksel Nimet Apel |
Şiir yazmak için Şiirde Ş harfini öğreten öğretmenlerin ellerini öperim.
Şiirinizi beğendim...
.............................. Saygı ve Selamlar...