Ters Lale
ben yokum, gözlerinin irisinde dövülen kılıçlardan birisiyle öldüm
eski bir kitaba dönüştüm, beni kitaplardan tanıdın farz et, aslında hiç olmadım silemediğim harflerin kalıntısında harabeleri besledi ölüm tarihi eserler kaldı geriye savaşlardan; kırılmış kalkanlar, duvarlar ve nallar iri kapılar yapsınlar sana, taş ustaları, marangozlar göğsünü gererek gir buruciye’den desenlerin üzerinde karbonmonoksit kiriyim, tam yanmayan kömürden kalan paslandım simetrik şekillerde, lâle resimlerinde siyah bir yüzüm işte tarihi camilerden, kurşun kubbelerden kağıda ve suya düştüm ben ebrunun renklerini taş üzerinde yüzdürdüm de göğsüme bastım bu yüzden silinmedi hatıralar, kalbimi kanattılar kırmızı bitmesin diye köklerimi ağacın dalında bıraktım, yaprakların yeşilini sevdim, göğün mavisini beni ısıtıp, ateşten örsün üzerinde dövdü ömrüm, bu yüzden sivrildim az konuştum ama susmadım, dilimi yirmi dokuz harfe böldüler de yuvarlandım dünya üstünde, duramadım, vuruldum ceylan eski bir şiire dönüştüm, beni kitaplardan tanıdın, aslında hiç olmadım Yusuf Bal (Berceste Dergisi, Sayı 152, Mart Nisan 2015 de yayınlanmıştır) |