3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1545
Okunma
ben yokum, gözlerinin irisinde dövülen kılıçlardan birisiyle öldüm
eski bir kitaba dönüştüm, beni kitaplardan tanıdın farz et, aslında hiç olmadım
silemediğim harflerin kalıntısında harabeleri besledi ölüm
tarihi eserler kaldı geriye savaşlardan; kırılmış kalkanlar, duvarlar ve nallar
iri kapılar yapsınlar sana, taş ustaları, marangozlar
göğsünü gererek gir buruciye’den
desenlerin üzerinde karbonmonoksit kiriyim, tam yanmayan kömürden kalan
paslandım simetrik şekillerde, lâle resimlerinde siyah bir yüzüm işte
tarihi camilerden, kurşun kubbelerden kağıda ve suya düştüm
ben ebrunun renklerini taş üzerinde yüzdürdüm de göğsüme bastım
bu yüzden silinmedi hatıralar, kalbimi kanattılar kırmızı bitmesin diye
köklerimi ağacın dalında bıraktım, yaprakların yeşilini sevdim, göğün mavisini
beni ısıtıp, ateşten örsün üzerinde dövdü ömrüm, bu yüzden sivrildim
az konuştum ama susmadım, dilimi yirmi dokuz harfe böldüler de
yuvarlandım dünya üstünde, duramadım, vuruldum ceylan
eski bir şiire dönüştüm, beni kitaplardan tanıdın, aslında hiç olmadım
Yusuf Bal
(Berceste Dergisi, Sayı 152, Mart Nisan 2015 de yayınlanmıştır)
5.0
100% (2)