Kül Devri (Görsel Şiir, Deneysel Şiir)
saçları yolunmuş kitabın ortasından geliyorum, hatırlasam tarih derim adına, unutsam eski bir tutsak.........şimdi
. içine kül düşmüş çayın renginden yudumlayıp beyaz şerbeti, kırıldığım kalemin içinden geçiyorum....belki de .. ey fırtınalı yolculuğumun son durağı, dönen saatler durdu, öldüğümü saklıyorum sayfalardan.......ölüyorum ... eğilsem harflerim suya değer biliyorum, tut beni ey sonbahar, köklerimden dökülüyorum.....düşünüyorum ....açsam içimi, yağmurla karışık güneş çıkar, kirpiklerinle örtsen arşa değen duamı...........umutsuz kırılgan .......boyasam yanlışımı, kayboluşum dudağı sürmeli dağ, biliyorum hep iz kalacak.......elimde habil’in kalbi ........biliyorum hep karanlık, biliyorum kelebeklerin sayfalara düşen gölgesi...........mürekkebi ıslak kitapta .........koşuyor ömrümüze, gözlerimin ışığı, yorgun atların toynaklarında.......... insan kendini yazar bazen .........kum taneleri Allah’ın verdiği harflerden boyayacak baharı...............eğildim suya, döndüm yüzümü ..........izliyorum bir akşam üstü, göğü boyayan kızıl sahneyi.................dünya dönüyor, gök yüzü kumral ..........unutuyorum bedenimin taşımadığı uzak düşleri ................avucumuzda dönüyorken ateş çemberi ..........hangi depremi içimize kuruyor diyorum tanrı.............hangi depremi içimize kuruyor diyorum tanrı ..........avucumuzda dönüyorken ateş çemberi.................unutuyorum bedenimin taşımadığı uzak düşleri ..........dünya dönüyor, gök yüzü kumral................. izliyorum bir akşam üstü, göğü boyayan kızıl sahneyi .........eğildim suya, döndüm yüzümü................ kum taneleri Allah’ın verdiği harflerden boyayacak baharı .........insan kendini yazar bazen........... koşuyor ömrümüze, gözlerimin ışığı, yorgun atların toynaklarında ........mürekkebi ıslak kitapta............biliyorum hep karanlık, biliyorum kelebeklerin sayfalara düşen gölgesi ........elimde habil’in kalbi........boyasam yanlışımı, kayboluşum dudağı sürmeli dağ, biliyorum hep iz kalacak ......umutsuz kırılgan..........açsam içimi, yağmurla karışık güneş çıkar, kirpiklerinle örtsen arşa değen duamı .....düşünüyorum.......eğilsem harflerim suya değer biliyorum, tut beni ey sonbahar, köklerimden dökülüyorum ...ölüyorum........ ey fırtınalı yolculuğumun son durağı, dönen saatler durdu, öldüğümü saklıyorum sayfalardan ..belki de......içine kül düşmüş çayın renginden yudumlayıp beyaz şerbeti, kırıldığım kalemin içinden geçiyorum şimdi..........saçları yolunmuş kitabın ortasından geliyorum, hatırlasam tarih derim adına, unutsam eski bir tutsak Şehir Dergisi-Sayı 113-Şubat 2018 de yayınlanmıştır. |