AKŞAMLAR ÇÖKMEDEN ÜZERİMİZE
Yaz dinlenirken Eylül’ün koynunda
bir köşeye sinmiştim yalnızlığın gözlerinin içine bakarak yine bir mevsim uğurluyordum sensiz dudağımın kenarında ıslak ve unutulmuş isimleri bekletiyordum mazimden kalan bir konuşsam intihar edeceklerdi içimde hepsi birer birer nereye gidersem gideyim ve ne yalan söyleyeyim sanki sonbaharın sarısına her adımımda bir çift çiğ tanesi gizleniyordu gözlerimde sana gelirken Ağustos başak tanesi Eylül’e üşüyerek sarılıyordu elimde beyaz bir hüzün bir gönül macerasından kalan Ekim’in tüm çıplaklığına aldırmadan yorgun bir kışın başlangıcına el sallıyordum ve sırtımı ’ kendine iyi bak ’lara dönerken yalanlara susmalarıma Nisan öfkeden kuduruyordu sırtımın kanamasını bu yüzden yağmurlar bile dindiremiyordu onun için belkide bu şehre yağmurlar bir başka yağıyordu Yaz dinlenirken Eylül’ün koynunda vakit tamamdı sanki ve ben yalnızlığımın kozasından anca çıkarıyordum başımı sen ise bir incir yaprağındaki tırtıl gibiydin hiçbir şeyden habersiz hayata aynı nefesi üflüyorduk ama uçmasını bir türlü beceremiyorduk işte ne istiyorum biliyormusun ? bir gün ellerimiz kavuştuğunda kelebeğin kanatlarındaki tüm renklerin tozunu yüreğimize serpelim ve bir şans daha verelim ikinci bahara yorgun Yazları Eylül’e emanet etmeden içine bir günlük sevmeleri değil mahşeri kalabalık zamanı sığdıralım gündüzlerin vedası kahretmeden içimizi belki bir incir yaprağından birlikte uçarız sabaha taze bir baharın kekik kokularında gencecik akşamlar çökmeden üzerimize Ayhan’ca Cümleler Ayhan Akdeniz |