Züleyha...Bir yenilgi ile yüzümüz kararmaz dedi Sonra en güzel gülümsemesini kapı koluna bırakıp gitti Ben seni yoksul evlerin odun sobalı salonlarını sever gibi sevdim Züleyha Henüz kömür karası hava kirliliği satın alamazdı babam. Sen hiç kat kaloriferli evleri kıskandın mı Çocukluktan değildi bunlar benim ayaklarım çok üşürdü... Gecikmiş bir yâr(ay)dı üveylikten ölüyordu kentlerde seviler Yenik adamların yarası kabuk bağlamaz. Züleyha al bu gözyaşını beni ağla İnan bu şiirler Hep unutmak için oysa Ellerimi gülüşünde gülüşünü eylülde unuttuğumu anladığımda zemheriydi... Bir yâr(a) ancak bu kadar güzel büyütülebilirdi Bu kış yüreğime tam şuracığa bir kuş oturdu Züleyha Nefsime uyandım Utandım Oysa utanmadan öpmüştüm boylu boyunca ağzındaki gülüşü... Gülüşüne sakla beni diye ne çok yalvardım Ah utançtan ağlayamadım Şimdi Büyüttüğüm her utanç yara oldu Züleyha... Şimdi Tanrısız kentlerde Babası ölmüş evler gibiyim Züleyha Ah gözü kör olsun yoksulluğun Linyit kömürü bekleyen evler gibi bekliyorum seni ben... Olsun be Züleyha Büyürken şehirlerde betonarme yârsızlıklar. Bırak sensizlikten sızlasın benim ellerim. Ki ben bilirim En çok uyurken güzelleşir senin ellerin. Bilirsin bazen sevmeye bilmek bile yeter. Biliyorum ya bana koynun bu kuyu... |
Emeğine
Sağlık
Selam Sabır ve Dua ile...