SOR BENi
SOR BENİ
Avrupa’da hayatı soran Nurettin abi Hergün gidip geldiğim iş yoluna sor beni Horoz bile uyurken, "kalk ulan" der gibi Sabah çalan saatin beş ziline sor beni Türk çayı içtiğimiz kahvenin ocağına Paket, koli dağıtan kuryenin kucağına Kırk yıldır dal döşeyen amcanın bacağına Fabrika işçisinin şu koluna sor beni Gurbet elin hüzünlü gamına stresine GOM aspiratörünün toz dolu filtresine Tünellerin metronun her santimetresine NATO binasının ta temeline sor beni Yağmur soğuk demeden Avrupa’nın kışında Ne çukurlar kazdık biz rezil kablo işinde Cam sildiğim on katlı bir binanın dışında Asansör halatının dört teline sor beni Alttan alta yapılan ırkçı muameleye Kolyesinde ay yıldız olan şu ameleye Çöpünü topladığım falanca mahalleye Çöpteki süpürgenin sert kılına sor beni Metrelerce aşağı indiğimiz madene Üç tram değiştirip temizliğe gidene Okulda yabancıya ayrımcılık edene İnanmazsan gavurun okuluna sor beni Mağaza önündeki kara yağız bekçinin Sokağın başındaki bıyıklı kebapçının Derdimizle dertlenen HAKİKİ KABAKÇI’NIN Bizleri doladığı sert diline sor beni HAKIKI KABAKCI |