HA BİRE
HA BİRE
Kuş kadar beyninizle anlamadan, sormadan. Fırsat bu fırsat deyip bindirdiniz ha bire. “Şair burda ne demiş” idrakına varmadan, Don lastiği misali sündürdünüz ha bire. Mermi sanıp fırlattın klavyenin tuşunu, Her defada şairin yardım sandın başını, Benden size tavsiye iyi belleyin şunu: Ne yazık kendinizi kandırdınız ha bire. Bildiğin tek makamla, tek telli sazınızla, Midendeki şişlikle, çıkmayan gazınızla, İmla kural bilmeyen ilkokul yazınızla, Seviyeyi yerlere indirdiniz ha bire. O bağnaz kafanızı başka yerde eğleyin, Lak lakla geçiyormuş derler ömrü leyleğin, Kendi çöplüğünüzde gidin bol bol söyleyin, Burayı da çöplüğe döndürdünüz ha bire. Hakiki Kabakçı der; şuna kulak verseniz, Her şeye kulp takarak bu ne biçim derseniz, Nerde kovandan çıkmış, taze bir bal görseniz, Üstüne pis sineği kondurdunuz ha bire. Hakiki Kabakçı |