6
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1511
Okunma

Her insan , kendi hikayesini biliyor zaten...
güne gece indi
gözlere sis perdesi
ışık dedi birisi
daha çok yakın ışıkları
-göremiyorum-
dünya avuç içi kadar
herkes tanıdık tı oysa
kim bunlar diye kükredi birisi
mağdur bir hali vardı
bir hayli uzamıştı pinokyo burnu
kim bunlar
tanımıyorum dedi hiç birisini
-tanımam da-
ulaşılamıyor yazılmış adresler
çoğalıyordu her an kayıp sesler
artık,
azrailiydi insan
kendisinin
babam olsa tanımam dedi
ve ekledi
-hiçbirisine acımayın-
her nasılsa geceydi işte
gündüz çok zamandır unutulmuştu
insan yok edilecekti bir biçimde
karanlığın cazibesinde
kaybedilmeliydi izleri
kesin ulan seslerini dedi birisi
-sessizce halledin bu işi-
bir
üç
beş değil
hepsini yok etmeliydi birileri
hak dedi birisi
-benim verdiğim kadardır-
haklarını aldılar insanlığın
sonra daha da fazlasını
yetmez di
yetmedi
canlarını alın dedi makinist
bu tren böyle yürür
helal olsun dedi
soytarının önde gideni
-sana feda olsun ’ bunların ’ hepsi-
her an
sis koyulaştı
gözlerin içindeydi artık
daha da karardı karanlık
insanlığın hakları ağır geliyordu
ve canları fazlalık
sis
ve
karanlık
bürümüştü gözlerini
göz gözü görmüyordu artık
-yalnızca sulietler-
vurun dedi makinist
insan olabilir !
her siluet insan değil di oysa
artık kendi kendileriydi kestikleri
sona kalanın kanlı ellerine yüz sürdü
son soytarı
sonra kesti bileklerinden
sona kalan makinist
şaşkındı
ördek ötesi ötüşlerinde
alabildiğine özgürce takılıyordu şimdi
temiz iş idi kendince
çünkü her karanlık siluet
belki düşman olabilirdi
belki insan olabilirdi
katli vacip idi diye söylendi soytarı
-bunlar insan olabilirdi- !
makinistin son sözleri
çınlıyordu kör karanlıklarda
-bunlaaar bunu da yaptılaaaar - ! ...
Mert YİĞİTCAN
20 . 10 . 2015 / istanbul