VURGUNUM
VURGUNUM
Bu sevda ezelden dolmuş gönlüme, Göklerdeki al – beyaza vurgunum. Isparta’da hayran oldum gülüme, Erzurum’da buz, ayaza vurgunum... Edirne’den Kars’a bin selâm gider, Herkeste ortaktır sevinçle keder, Güzellerim işve eder, naz eder, İşveye vurgunum, naza vurgunum… Dağlarında sümbül biter, gül biter, Ormanında kumru, bülbüller öter, Çoban kaval çalar, sürüyü güder, Bahara vurgunum, yaza vurgunum… Gök Medrese, Selçuklu’nun mirası, Sivas’ta kilimler, Türk’ün damgası, Gergefte nakıştır kızın sevdası, Gergefi dokuyan kıza vurgunum… Sevda imiş Mevlâna’nın davası, Bizimledir dost Yunus’un duası, İslâm kokar Konya’mızın havası, Dervişteki naz, niyaza vurgunum… Susurluk’ta ayran içen can bulur, Sarı Kız denizden desti doldurur, Yiğitlerim Bengi oynar, diz vurur, Aşığın çaldığı saza vurgunum… Çanakkale diz çöktürmüş dünyaya, Koç yiğitler kilit vurmuş deryaya, El tetiğe gitmiş, dudak duaya, Arpacığa, göze, geze vurgunum… Ömür yetmez İstanbul’u övmeye, Açık gider gözüm, doymam sevmeye, Vurgunum yaylaya, vurgunum köye, Töredeki ekmek, tuza vurgunum… İbrahim AÇILAN |
Sadettin Deren